Senin anne rahmine düştüğün gün
Benim doğduğum gündü
Çocukken kanayan dizlerin
Acıyı ilk hissedişimdi
Gamzene dolan gözyaşın
Tutulduğum ilk yağmurdu
Artık geçti hissediyorum
Evet nefes alabiliyorum
Kanatmıyor ciğerlerimi
İçime çektiğim sen
Can çekişmiyor kalbim
Beni hiç sevmeyen ellerinde
Hayat böyledir işte
En çok istediğin şeye
Zamanı gelir lanet edersin
Heyecanla koştuğun yolları
Ağlayarak geri dönersin
Yaşayacağım bir hayat yok
Yaşanmaya değmeyecek
Seveceğim bir adam yok
Çünkü bu kalp hiç sevilmeyecek
Tanrının ayak sesleri geliyor
Ben seni yitik bir coğrafyada
Amansız bir sevdayla sevdim.
Ahmet Arif’in mısralarında
Deli gibi seni hissettim.
“Hasretinden prangalar eskittim “
Dediği yerde
Dün gece
Gülümseyen gözlerle bana bakan,
En sevdiği püsküllü kazağını giyip,
Küçücük ellerini dizlerinin arasına alan,
Utangaç bir tavırla karşımda oturan,
Kız çocuğu sen miydin?
Ruhum ve nefsim anlaşamıyor
Biri körkütük aşık
Diğerininse şeytanları var
Biri bembeyaz bir saflıkta
Diğeri zifiri karanlık
Kim bilir
Kaç aşk soldu gitti
Bu memlekette
Kaç aşık aklını yitirdi
Tıpkı adil gibi
Şu kırklar
Ey ruhum,
Özgürce gezebilirsin
Tanrının ihtişamlı cennetinde.
Doyasıya içebilirsin
Sonsuzluk şarabından.
Ve yıkanabilirsin




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!