bir bulut kadar hafif ol
şöyle bembeyaz kar gibi bir bulut
kim olduğunu, ne olduğunu unut
koyver kendini ilk esen yele
önemi yok nereye sürüklendiğinin
sen bulutsun ya
Gözlerin ışıl ışıl ne güzel güler gözlerin
görmedim o parıltıyı yüzünde gülen kimsenin
Ellerin ne kadar narin, ne kadar beyaz ellerin
bir benzeri yoktur, işitilmemiş elinde ellerin
Gönlüm yılkısıdır bozkırlarının
gittin ya bülbül gülizarda bigane kaldı
suda halka halka yayılır
yarsı saklı gülşün varya
titreyerek ağan hava gibi
içimi titretirdi yaz sıcağında
Bugün yağmurun beni ıslatmasına izin verdim
telaşsız ağır ağır yürüdüm kaldırımlarda
içimden ağlamak geldi birdenbire usulca
bulutlar dolusu ağlamak inşirah bulmak için
en az gökyüzü kadar
en az gökyüzü kadar
Hızla sürüklenen bulutların ardında
görülüp hemen kaybolan sen değil misin?
portakal çiçeği renginde bal tadında
parlak yıldızım kış güneşimsin
N'olur kaybolma geceleri de
Biliyorum söz dinlemez yüreğim
biliyorum biraz çapkın gözlerim
ama sen başkasın
sen başkasın
başkasın
Seni bugün de özledim
bugün de kor düştü yüreğime
Dilberler Sekisinde
sana benzer birini gördüğümde
Saçlarını rüzgara verişin aklıma geldi ilkin
Havuzun yanıbaşında oturuyorum
havuz o hep bildik havuz
aynı klor kokusu havada
aynı serinlik
aynı yüzler hep aynı
bir farkla; sen yoksun
Bir fincan kahve var elimde
bir fincan Türk kahvesi telve telve
Çocuk yeni yeni dillenmekte
konuşmakta pelte pelte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!