Ufukta güneş gibi parlayan, müptelasıyım o gözlerin,
Ben, ufuktaki o güneşin peşinde koşan bir derbederim.
Hangi dağa koştuysam,güneşe varma için, öbür dağda gözlerin.
Bu ne müthiş fırtına, bu ne boran,kasırga kopartandır gözlerin.
Beni benden alan, iklim iklim, mevsim mevsim, gezdirtendir gözlerin.
Hayal mı? Hakikat mı? Yoksa bir perinin mi gözlerin?
YALNIZLIK HASTALIĞI
Bu şehirde her şey garip,her şey bana yabancı,
Sürgüne gönderilmiş bir siyasi suçlu kadar yalnız,
Yaşamım izne bağlı, nefes almam,“Nefes al” komutu beklemede.
Ve şehirde atacağım adımlar sayılı,
Zagroslar’ın ardından her gün yeniden doğan,
Elam,Sümer, Gılgameş’in ülkesi,Babil’in Asma Bahçelerini,
Hewlér’i, Ninova’yı, Tor-abidin’i aydınlatan,
Güneş değil,gülen gözlerindir senin; Çavken
Tarihi yeniden diriltmez mi Mezopotamya’da,
Bereketli Hilal gibi, Tor-abidin’den Çukurova’ya,
KEÇA TORİ
Pır cıwane pır bı şenge
Pır delale bı nav u denge
E’ ku dıbinın dıbın gori
Ez helandım Keçka Tori
Bir dokunuş, bir duygu, bir şiirdir sevda.
Bir serap; yemyeşil vaha gibi, sonsuzluk sahrasında.
Sabah serinliğinde kuşların cıvıltısı,
Gurup vakti denizde batmasıdır güneşin,
Bir özgürlük şarkısı,
Zulme kıyamdır sevda.
Bu gün her şey benden ayrıldı,
Bütün uzuvlarım dağıldı, ayrıldı benden.
Artık zaman benden ayrı,
Mekan benden ayrı,
En çekilmez ızdırap,
Sen benden ayrı,
Ebrular çizer kalbimde bir ebruzen ustalığıyla ellerin,
Öylesine narin ki, bir estetik cerrahının olmalı ellerin,
Asırlar sonra bir estetik müzesinde sergilenir,
Ellerin ve gözlerin.
Dünyanın yedi harikasından biri değil, evrenin tek harikası seçilir,
Ellerin ve gözlerin.
DARA BI TENE
Ez çıbéjım ez nızanım
Darek bı tené lı seré çiya
Hevalé gur u roviya
Ku roj dıvebé, pelém pére
Every smile of you is a sunrise,
Burn my heart your warm eyes,
Rivers flow in my heart,so nice
Uneasiness disappear when I look in your eyes.
Mekânın cennet olsun dayım, güzel şiirlerin hep ruhumu etkileyecek.
Mekanın cennet olsun dayım...
Kabrin nur, mekanın cennet olsun. Ey güzel insan.