Selam dostçusuna saka kuşunun;
İskefiye sularında vakitlerin ki
daralmış yelken vuruşları patiska
mor şarabi ufkun fırtınalara gebe
suratımıza çiziyor hergele rüzgar
tuzunu suyun...
Bırakmadı yakamı bu patiska umutlar, kınalı...
-Meydandaki köşkün önünde
bir deveyle güreşiyordu Kanturalı
ve biz zom şarabiydik Boztepe-lerimde...
Ve vurdular Ganita kilisesinde papazı-bulduk;
Dede Korkut dinliyor gibi dokunsan uçacak
liman üstüne martı mı, yamaç paraşütlerimde...
-Amerikan bilardosu oynuyorduk, hayatın delikleri vardı;
o kalkık ıstakalarımızla neyi kanıtlıyorduk
ki Attar kalmıştık son nefese mühürlü sırça an
torpido gözümüzde İngiliz anahtarı, Baretta
Türkiyenin kuşları vebalıydı, yokuşlarım kantarma...
-Senin didaktik mutsuzluğundaki o tek filiz aşk
tutunamayan bir ilkbaharda kültürlenerek
içine yalnızlık sinmiş bir akşamın aktı alnına...
Kütür kütür gelinlerin duvakları;
kız bozması yazılmıştır
alınlarına, deli-kan(ka) lanarak...
Oğlunun doğum gününü kutladın işte
babanı yeni verdin toprağa...
Seni dişleyim derken
hayat girdi aklıma...
Belki de bi tek başına-kalabalıktın
Faroz kadınları gibi denize ebabil
Ganitalardan çay kokulu ince saz
vurulduk Papaz-Karası belalarımızdan...
Azıcık hamsi kuş(k) u;
biraz Yoros burnu, virajlar, deniz feneri Batumi...
Heyt be! ! Biraz da Topal Osman...
Selam dostçusuna saka kuşunun
İskefiye sularında vakitlerin ki
daralmış yelken vuruşları patiska
mor şarabi ufkun fırtınalara gebe
suratımıza çiziyor hergele rüzgar
tuzunu suyun... Mağaralarında
duvara kazınmış tarih öncesi harfler
bilim adamlarının görmezden geldiği...
Son günlerde içimde asyalı bir türkü var
tırmanıyor bayırlarımı ter ve kan kır-mızık...
-Eskiden manifaturacılık yapardı baban
ihtilal edilmiştik ya hani gençliğimizi dişliyorduk
kumaş yüklü bir takayla açıldı o kar’denize
yağdanlık ve kara borsa hükmü can pazarımda
kırık gülüşler harcadık, hayata tutum-luyduk...
içimde bir İran yolculuğu Horasani yürüyerek
sonra Hindistan, büyülü kültürü daniskalarımın...
Kalküta doruklarında Nirvani tekerlekler...
Oq-Oz suretlerin bihakkı koyu Asya kültü...
ve Qapağan dedikleri zamanlar Semerkant’a
o en büyük tahıl anbarı, eski iç denizler...
Buhara’nın bir liman kenti olduğu zamanlar...
-İhtilal edilmiştik ya hani gençliğimizi dişliyorduk...
Azıcık hamsi kuş(k) u;
biraz Yoros burnu, virajlar, deniz feneri Batumi
seni dişleyim derken hayat girdi aklıma...
İskefiye, Ganita, Faroz, Yoros Burnu, Boztepe: Trabzon da yer adları
Kanturalı: Bir Dede Korkut kahramanıdır
Oq Oz: Nam-ı diğer Oğuz a bi de böyle yaklaşın..Oq, bi halkın adı..Oz, derdine yanarak olgunlaşma, metamorfoz (dönüşüm) .
İlhan FuatKayıt Tarihi : 12.1.2008 21:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlhan Fuat](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/01/12/azicik-hamsi-kus-k-u.jpg)
YÜREĞİNE SAĞLIK
BEĞENİYLE OKUDUM
10 + ANT+SAYGILARIMLA ESEN KALIN
Anlam derinliği mükemmel.
Kutluyorum.
Selam ve sevgilerimle ve de tam puanımla...
Nafi Çelik
Tarihci amca
Öyle söyler
Mor susamlara haksızlık etmeyeyim de
Bizim evi göstermez
Bir boz ..bir tepe
Boztepe de güneş
Horozuna çekmiş
Elleri çil içinde
Uyanmıştır Annem
Süpürür tozunu aklının
Çaydanlık ateşte
Ah''Birde Simit Ağacımız olsaydı'
çağrıştıran şeyleri anıp,arada tarihin zaman tünelinede dalarak
şiirine serpiştirmişsin.Çok farklı ve değişik bir şiir olmuş.Aslında
kalite farklılık ve ayrıntılarda gizlidir.Bir Of'lu olarak candan
kutluyor,sizi sayfama da bekliyorum.
TÜM YORUMLAR (8)