Bizim eski mahallenin kabadayısı bir gün feci bir aşka kapılmış:
Ama öyle sıradan bir dilbere değil, köyün en güzellerinden birine!
Neyse, varmış gitmiş kızı babasından direkmen istemiş.
Kızın aile efradı iyice şaşkın, ne yapacaklarını bilememişler:
Ona kızlarını vermek istememişler tabi; amma, Azgın Mıstık bu!
Yakar-yıkar etrafı, herkesi helak eder - reddedilirse, bu da kesin!
Ailece düşünüp taşınmışlar, ancak bir türlü çare bulamamışlar.
Sonunda, kızın babasına bir fikir ihsan olmuş:
“Yahu Mıstık, bilirsin ki bu memlekette balıkçılık mesleği elzemdir.
Çoluk çocuk sahibi olmak için önce verimli bir iş bulman lazım:
Sen git, balıkçılığı öğren de bir gel, sonra görüşürüz” demiş.
Azgın tam keyif, teknesini meknesini alıp çıkmış ava!
Bir fırtına, tekne olmuş alabora!
Azgın denizin dibinde ebedi uykuda!
Köy ahalisi kızın babasına, “Ne kadar şanslısın ya! ”
Diye geçmişler olsun derken, o:
“Ne şansı be! Adam yüzme bilmez ki, balıkçılık onun ne haddine!
Mevla her insana sevda vermiş, ama serseriye hak yasaklamış.”
Kayıt Tarihi : 4.8.2013 06:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Alabora
Sevda derin uykuda...
Tebrikler
Şiirin sonunun klasik Türk filmleri gibi mutlu biteceğini düşünmüştüm, yanılmışım.
Bir sevda uğruna yazık omuş Mıstık'a.
Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (2)