Azası olduğun eza ve hüzün köyünün mu ...

Yalnızlığın kükürdü siniyor.İslime verilmiş teslim gibiyim.İçimdeki kurtları öldürüyor bu teslimiyet sıcağını.
Umudun hudutsuzluğu bitiyor. Sinirin sınırına döşenmiş mayınlar var.Sen düşten öte bir sınırdasın.M’ayınların var Elif olduğun mistik sevilere. Elif ,lam, mim üçlemesinde kendimle tanışma rüyası beliriyor.
-Bir rüya ile sana geldim.Rüya gibi yaşıyor, bekliyor, görüyorum seni.
Sevmenin beyazından geçerek matemlere matematik yaptırmıyorum.

...Peşindeki peşinatlığımla geliyorum.Sosyolojik pejmürdeler peşimde.
Psiko-sosyal kulvarda kula kul olanların gölgesi var.Sülüklerin emrinde vakiler artıyor.
-Çıkarın boyasıyla aşkı da doyumsuzluğa teslim ediyorlar.

Oysa hayalimde esen yellerin sahibisin.Tutkular eseriz. Sevginin tohumuyuz gönlümüze.Bir dirhem kötü niyet bile yok.

Sevdadan kalanların tortusunda birikiyor bilincin açık amaçları.Sanrıları temizliyor kendine tanrıcılık oynayan nefsi müdafaayı kaybedenler.

-Hazların şiirinde ehli keyfe zengin kafiye oluyor kendini kaybediş. Sarılmanın sarmal uyağında uykusu kaçar gerçekliğin.
-Mesnevi gibi sonsuz dizeler ancak bizi paklar. Seni anlatarak yaşamanın Hamse sahibiyim.Hasbilerim seninle arttı. Sen sözsüz roman gibi yüreğimde okundukça hasımlarımın hışırtısız kinleri esti.

Ç/ağlayan bir nehrin nedimiyim. Köpüklerimle yıkanan sevgilerin var.Ç’ağrımı sessiz düşlere alan sendin. Çok sesli bir bağlanıştı şarkılar susarken, damlalar üşenirken aba telime değmeye.Sen uslu bir kelebeğin kozasındaydın.
Kozayı bilmeyen tırtıl gibiydim.Kelebek olacağım ocakta aşkın gün’eşine teslim olma g’özüydüm.

S’inerken Yusufi kuytulara,Zeliha düşlerin aklardı beni. Renklerin , seslerin, senli sevgilerin peşindeydim.

Y’ârsızlığın meclisinde saki değil de dilbazlık yapan güncül perilere sığınışım yok.
-İsmin yürek hizana yazılmıştır.Hiç kimse huyunun boy hizasına getiremez.
Sen rahat ol.
- Maveralarım mecralarımdadır. Mecruhlarımın ruhu akar.Beni sana buldurur içsel sözleniş.

Tedarik közleri var bağrımda.Sen aşka kebap olmayı sevap saydın. Bense acılı bir Adana kadar dimağına yakın yardeyim.

Sevmek mesai yapıyor.Bir ömür vardiyasındayım.Yeşil gözlerinin neminde bulutlara ders veriyorum.
-Nemli bulutlara:

-Onun damlalarını benden saklayın.Ben varken damlaları ancak sevinç için düşsün.Onun ağlaması, dünyanın ağlatılmasına özdeş.Bu yüzden içim kurakken onun damlalarını saklayın benden dedim.

Nemli bulut:
-Sen ne diyorsun insanlık..
Kadının katığıdır ağlamak.Katıksız yaşam yemeği olur mu? Bırak o ağlasın.
Bırak damla damla temizlesin yüreği.Her damla huzuru paklar.Her damla mutluluğun mutsu akışıdır.
Bırak ağlasın, keyfi değil ağlamak.
Kimse keyfinde ağlamaz.Bu yüzden dünyada her şeyin partisi yapılır, ağlamak partisi olmaz.

*s’ u s u y o r um.
Susuyorum ki gönül verme pınarımız aksın.Susuyorum ki susamışlık testisini doldurmaya gelsin.Salına salına yanıma gelişinin resmi tuvalindeyim.
-Devletin zimmetli eşyası gibi korunmalıdır gönlün.Bu yüzden kanunlarla değil anacıl yasalarla dahası yaslarla korunuyorsun.

-İşte dilim damağım bu yüzden koruyor.Hak etmediğin
Azası olduğun eza ve hüzün köyünün muhtarı değilim. Babam da muhtar değil. Bu yüzden seni mutlukente taşımaya gelen Köroğluyum.
İsmim yeter bu aşka Şulenar.