Suskunluğum mağrur bir edayla geziniyor ortalıklarda,
Gözlerine mil çekiliyor hayallerimin.
Eski gibi güzelliği kalmadı düşlerimin.
Sensiz geçen her gün için,
Duvarlara attığım her çizikte,
Say ki yüreğimi dilimliyorum delice…
Gözlerim ne zaman tavana takılsa,
Bir kördüğüm beliriyor karşımda.
Kırk bohçaya benziyor her yanı,
Açıldıkça sarmallaşan bir düğüm bu,
Hangi düğümü çözmek istesem.
Hep sen, yalnızca sen…
Hangi kuytulara sakladığımı bulamıyorum seni,
Bilmem neden bir sır gibi saklıyorum ismini,
Hangi dalı tutsam paramparçadır.
Hangi toprağa baksam kurumuş.
Kaderim kederimdi biliyorum.
Oysa şimdi yüreğimin tahtına, kara bahtım kurulmuş….
Camdan bir şişenin içinde,
Bir denize bıraktım düşlerimi.
Bilmem, hangi toprak sahip çıkar cesedime,
Bilmem, hangi öksüz sahiplenecek gülüşlerimi…
Her şeyi puslu bir aynanın gerisinden izlediğim şu dünyada
Ey her şeyim olan sen,
Düşlerimi bulursun, ıssız bir kumsalda
Bulursun cesedimi, bir martının kanadında…
Artık silinen izlerini arıyorum bu şehirde,
Yağmalanan duygularımın, yağmalanan gençliğinde,
Bir an farkına varacağım biliyorum.
Bu dünyanın son baharından geçip gittiğinde…
Vur gitsin artık beyaz kanatlı martıları.
Korkma! çek tetiğini bu sevdanın üstüme.
Ben çoktan unuttum aynalarda korkuları.
Çoktan azad ettim kıyılarımdan baharı…
Ben kırdım senden kalan son goncasını yüreğimin
Ne kadar uğraşsamda dolduramıyorum kıyılarını gözlerimin.
Giderken gözyaşlarımı da yanına mı aldın.
Ben şimdi, bir acıdan daha çok, bir ömürden az kaldım…
10.01.2006
Yusuf MescioğluKayıt Tarihi : 22.6.2009 14:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Karın tokluğuna çalışıyorum. Mükemmel yüreğinize sağlık
TÜM YORUMLAR (2)