Yükseklerden bir rüzgar esip devirdi şişemi
İliklerime kadar sarhoş oldum.
Bir ayyaşın mezarının,şarapla sulanacağını da,
Bu gece öğrendim.
Rüzgar göz kapaklarımı(da) kapattı;
Göz kapaklarım birer tabuttu.
Kirpiklerim birer çivi.
Ölüm gözlerime gömülmüştü
(Ve)
Ölümcül kokular yükseliyordu
Gözlerimden burnuma.
Rüzgar ayaklarımdan beynime esiyordu.
Elimde bir tek şişe şarabım yoktu;
Oysa bu gece,
Ayyaşın mezarının şarapla sulandığını gördüm.
….
Kim bilir kaç türkü vardır yeryüzünde
Ölüm üzerine, sevda üzerine, hasret üzerine
Ben türkülerin sayılacağı sayıları bilmem.
Ülkeler coğrafyamın kaç ülkeden oluştuğunu (da) bilmiyorum
Benim ülkelerimde musonların mevsimi değişiktir
Ve benim ülkelerimde
Kar yağdığında da denize girilir.
Yaşaya bileceğim yeni iklimler arıyorum kendime
Bu gece öğrendim;
Bir ayyaşın mezarının şarapla sulanacağını.
…
Bilmiyorum kaç dostum var
El yordamıyla hissettiğim hayatta,
Pamuk ipliğine bağlı gecelerimde
Bir dakikası bin yıl süren kendi işkencelerimde.
Bilmiyorum kaç dostum vardı
Ayazın soluğumu kestiği,
Güneşin tam tepede beni seyrettiği gün
Yeni iklimler aramaya çıktım,
Ve ben bu gece öğrendim. Bir ayyaşın mezarının
Şarapla sulanacağını.
Düşünce, yollarına düştüm.
Kuyu arkamda iğne elimde kaldı.
Artık elimde bir şişe şarapla geziyorum
Karşıma bir ayyaş mezarı çıkar diye.
Kayıt Tarihi : 31.7.2008 21:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!