Ayyaş Amca ( hikaye )

Nedim Saatcioğlu
522

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Ayyaş Amca ( hikaye )

ayyaş amca koymuştu sokaktaki çocuklar adını
hem ürperirdi hepsi
hem de anlatılmaz bir duygu ile severlerdi

dağıtmıştı işi gücü bir emekli maaşı vardı
meyhaneden arta kalan parayla çocuklara şeker alır dağıtırdı
sonra kıvrılır bir köşeye
onların mutluluğuna ortak ederdi yaşlı kirpiklerini

üstü başı çöp
bakışı merhamet kokardı ayyaş amca’nın

her akşam aynı meyhaneye gider… aynı masaya oturur… kimseyle konuşmaz… durmanda içerdi

merak ederdi diğer müdavimler
kimdir… nedir… necidir… neden konuşmaz ve sürekli içer diye

hiç kimse bilmezdi yüreğinde taşıdığı acının ağırlığını

yıllar öncesi bir kazada kaybetmişti biricik eşi ve kızı melek’i

bir gece körkütük bir halde çıktı meyhaneden
yağmur ve fırtınadan evin yolunu zor buldu yine
tek katlı bahçe içinde harabeye dönmüş bir viranede yaşıyordu ayyaş amca
güç bela açtı kapısını
darmadağınık evin kirli çarşaflarına bıraktı yorgun bedenini

ne kadar uyudu veya uyudu mu farkında değildi
bir ses duydu
yavru bir kedi sesi
rüya mı görüyordu gerçek mi anlayamadım
tekrarladı ses
zar zor açtı gözlerini başını kaldırdı
diğer odadan geliyordu ses
yalpalaya yalpalaya yürüdü
perdesiz camın kenarında bir kedi yavrusu
sırılsıklam olmuş titriyordu
açtı camı bir avuç dolusu ıslak et parçası
uzattı nasırlı ellerini arasına aldı
kullanılmaktan rengi neredeyse siyaha dönmüş bir havlu buldu koltuğun kenarında
kuruladı yavruyu

melek koydu adını

seneler öncesine gitti aklı
bir gün okul sonrası yağmurda sırılsıklam olmuş kızı melek geldi aklına
mis kokan havlularla kurulamıştı onu eve geldiğinde
sonra basmıştı bağrına

iki damla yaş süzüldü kirpiğinden

minik yavruyu koltuğunun altına aldı yıllar öncesi yaptığı gibi öptü kokladı
ve bacaklarını açıkta bırakan yırtık battaniyesine sarıldı

melek titremiyordu artık kurulanmış ve ısınmıştı bedeni
uykuya daldılar

kader bu ya
o gece koltuğunun altında yatan o minicik yürek yaşama tutunurken
ayyaş amca son nefesini verdi

sabah olmuş melek kedi gece aralık kalan pencereden çıkmış ve parlayan bir dünyaya merhaba demişti
yeniden doğarcasına

tıpkı yıllar önce kızı melek’in gökyüzüne uçtuğu gibi çıkıp gitmişti hayatından

bir gün… iki gün… üç gün meyhaneye gelmeyince polise haber verildi sora sora bulundu evi bir omuzda kapısı kırılıp girildi içeri

üç gün önce ölmüştü

cenaze namazına toplanan üç-beş kişi neden öldüğünü anlatıyorlardı birbirlerine sürekli cemaate katılan bir adam kulak misafiri oldu bu sözlere

eee

bu kadar günaha batarsan rabbim böyle cezalandırırı insanı işte… kokan leşini polisler bulur dedi

oysa gönül gözüyle bakmayı bilseydi

bir yavru kediyi şefkatle saran bir adamı
rabbim cehenneme atar mıydı hiç

düşünmedi bunu
düşünemedi
ahkâm kesti
inandığı rabbinin işine karıştı

o gece
o evde
o kedinin duasını hiç kimse bilmiyordu
hatta o
ayyaş amca bile

Nedim Saatcioğlu
Kayıt Tarihi : 21.11.2020 16:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nedim Saatcioğlu