canım biraz alaturka dinlemek istedi
iki kadeh rakı birazcık meze
esmer bir kadın teni çekti canım
uzun zamandır hasret kaldığım
bütün özgürlüğümle oturdum meyhanede
çıplak şövalye
yiğitsin dostsun yitirilensin
kalmadı senin gibisi
şanssızsın ama atın yok
keşke şikayetçi olsan
aynı ülkede olmasak da aşığım sana
aynı dili konuşmasak da
sen beni tanımasan da
dengeyi ben bozacağım
bu bir varsayım olsun “TRE”
kimseyi sevmiyorum ama
sana karşı garip şeyler
hissediyorum
ne olduğunu bilmiyorum
ayrıca kim olduğunu da
kehanetler bitecek bir gün
sen de ben de o da
benzer önemsizliği taşıyacağız
çektiğimiz halde sıkıntıları
şerbet kazanında göz göre göre
kaynayacağız
denizin üzerindeki ayak izleri
bebeğin uyumasında gizlidir
ağlayarak birdenbire uyanışında
aldanmışlık hakimdir
en budala yağmurlar bile
son kez haykırmak
ayinimize katılan herkesle
ve kutsal evin yatak odasında
iki satır yazmak
bu yoğunluk kulağa hoş geliyor
bizim şarkımız bu
yeniden en başa dönen ruhumsun
içime işlemiş günah gibi
toz halinde bulut halinde
gün aşırı ve çeyrek gülüşle
barut kokan akşamlarda kaybettiysen yiğitliğini
fare gibi yaşamaya mahkum oldun demektir
kocamandı çıkmazların umut nöbetlerinde
akılsız sorguların kabusa dönmeye yakın
dayanamazdım dayanamadım yazıyorum bak
senden hatıraydı yaşadığım her güzel gün
gözbebeğine daldığımda
titrek bedenimin son çırpınışını
çenemin sarkık vaziyetini
boylu boyunca kızarmış huyumu
asıl dünyamı görüyorum
sevincelik arıyorum avunacak
kaleme sağlı duyguların dansı