İçini sakladığı bir Truva Atıydı sanki, heykelimsi taş yığını bir sığınak…
Hayatının bütün temel taşlarıyla yalnızca kendinin ördüğü dört duvardan farklı sadece giriş kapısı olan bir lâbirent gibi sığınak…
Binlerce derdini, hırslarını, korkularını, beden titremelerini, kinlerini, öfkelerini, hayattan bezmişliğini, söyleyip istediği, yazmak istediği binlerce bu sığınağının cidarlarına haykırıyordu…
Bu hayatın benden alıp, sonra da veremedikleri neydi?
Yalın bir haykırış bu, öfkenin dışında sadece bir teslimiyetti kendi kendine…
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman