Özlemden buket yapıp elime
Sevgiyi davet ettim gönlüme
Aşklardan mabet açıp kalbimde
Bekledim seni sevmek için ben.
Boğaz semalarında asılı kaldı çocukluğum
Martı kanatlarına takılıp
Şafak kokulu gün ışımalarında
Kuyu başında yelpazelenirken ıhlamur
Çamlıca uykudan uyanmış, gözleri mahmur.
Kaderde mi suç desem, yoksa bilmem kimlerde
O ayıran yollardır kabahatli belki de
Benim değil sevgilim, şimdi uzak bir yerde
Buğulanmış mazinin camlarından bakansın.
Bir tek bahar yaşadık biz seninle birlikte
Eceline akıyor trafik sırat vitesinde
Serkeş metropol süratiyle
AİDSliyor Arnavut kaldırımı taşından caddeyi
Vesikasız Romen fahişeleri
Sanma başı göğe eriyor Çemberlitaş'ın
O vakur, suskun yükselişiyle
Görsel şafakların aydınlığı yansır
Düşsel karanlıklarımda
Bir yağmur damlası camımda
Yıldırım yıldırım parçalanır
Yüreğim yıldırım yıldırım parçalanır,
Benliğimde sancılarımın izdüşümü
Titreşir meltemle erguvan dalı
Eflâtun renkli o bahar akşamı
Sokak lâmbasında sisten hareler
Sükûna uzanır sahil yolları.
Hep kış olan gönlümde tek gonca açtı diye
Gülizarda tüm güller neden kaşını çattı?
Yıllar sonra bahçemde yeşerince baharlar
Her mevsim açan çiçek, yaprak bile kıskandı.
Bitmeyen gecelerim şafağa erdi diye
İstanbul'da Ben
BeğenAntolojimYorumlar
İstanbul'un sisleri akıyor gözlerimden
Gelip geçici bir Nisan yağmuru
Bin pardonla değerken saçlarıma
Güz güneşi usuldan terkediyor gökleri
Dik yokuşu toz duman akşamüstü Kandilli
Parmaklıklı bahçede tunç sarısı yapraklar
Yaprakları kucaklar, gözü nemli topraklar.
Yankılanır odamda martıların çığlığı
Hep kış olan gönlümde tek gonca açtı diye
Gülizarda tüm güller neden kaşını çattı?
Yıllar sonra bahçemde yeşerince baharlar
Her mevsim açan çiçek, yaprak bile kıskandı.
Bitmeyen gecelerim şafağa erdi diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!