_ Kızım saat kaç..?
_ İkiye on var anne...
_ Off..! daha iki olmamış..
_ Hadi biraz uyu anne...
_ Ah bir uyuyabilsem...
ne öncesiydi,ne sonrası yalnızlığımızın,
biz tam ortasına düştük..
yanımızda bir kaç şiir kırıntısı,
çocuksu kahkahalar,
ve bitmez sandığımız umutlarımız vardı..
gücenmiş martı bakışlarıyla selamlıyorduk hayatı..
tam da,sabahlara yakışmayan o grilik,
tam da,kimsesizliğin tozu,sokak lambalarında,
tam da mevsim dönümü,
ve sevdaya inat,
dönen..dönen..ve dönen kuşlar..
kimisi acı çığlık,
'...geceler boyu,
bekleyenin olmalıydım saçağın da,
üşüdüğünde,ıhlamur kaynatmalı,
ellerimle içirmeliydim çorbanı...
dünyanın,en imkansızı olmamalıydı,
birlikte yudumlamak,sabah çayını...
her gece,
ağlayan bir kuş varken pencerem de,
her sabah yeniden boyadım,
kuş ölülerini,mavi'ye.....
bir kez olsun uyansaydım,
bana öyle bakma,
felaketim olursun......
kederlerin girer koluma,
yıldızlar birer sevinç gibi,
parlarken gökyüzün de,
sen,bulutsuz bir sabahsın,bizim sokağa uğramayan..
ışığın başka çatıları aydınlatır,
güneşin hep başka tepelere doğar,
her sabah yeniden,
cömertçe sunarsın kokunu odalara,
ve her akşam,döneceğini bilmenin rahatlığıyla,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!