Ayşemm Şiiri - Hayrettin Taylan

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Ayşemm

Ayşemm/Ay Şemi Eritirken
-İbrahim Tatlıses Aşka Arabesk Terapiler-6

“Aysem Aysem benim güzel Aysem
Ümidim hasretim her şeyimsin Aysem
İçimde hasretin seli deli eder beni deli
Çok özledim görmeyeli döneceğim bir gün geri
Aysem Aysem benim güzel Aysem
Ümidim hasretim her şeyimsin Aysem “

-Alelacele öylesineydi gidişin.Bahtına kurşunlar sıka sıka hem kendini hem beni vurdun.
-Kozasını parçalayan ipek böceğinin ipekli yollarından karanlığa nazire girdapların yalnızlık çullarına attın.
Çulsuz bir yalnızlığı zengin sevdaya tercih etme mecburlarına kızamadım. Evet, gidişin kutsal kitap gibi doğru algılanabilirdi; ama ne sen meleksin, ne de ben peygamber.
-Erkek melek gibi kusursuz bir kadın arar, kadın peygamber gibi erkek arama düşünden düşmeli.Devir değişti, genetik atlasın renkleri değişti.Hormonel zehirlenmeyi yaşayan modern spritüellerin çıkmazındayız. Biraz ben, biraz sen, biraz yaşamın değişenleri sürükledi yabani yaşamın kucağına.
- Bir labirentin içinde kendi zikzaklarına zayi olan nesildaşız.
Sevmenin hazzını aşkın nazını yaşama güdüsünde ritüeller değişti.
Öylesi akışın duruşu durulanıyor yaşamsallarımızda.
-Boş vermişliğin boşluğunda kendi hoşluklarımıza huşu oluyoruz.
Anlık oluyoruz. Yaşam koçumuz suluk yerine anlık demler sunuyor.

-Ömrü öyle karışık,hüzne ardışık hataların sığıntılarına sunuyoruz.
İşte modernitenin bize sunduğu melankolinin son kolisinde sen çıktın. Sevgi simyamı melek sandığım kalbinde buldum. Başkalaştım seninle.Aşka büyükler yaşadım.Ömrümün en güzel basamağında işte bu demlik masalların haz perisi beni senden çaldı.
-Günahın Kuzey kutbunda penguenlerimle oynadı keder.Senin suçun yoktu kutbun en arzulu ucunda. Buz dağlarına çarpa çarpa düştüm sensiz bir geceden. Kanadım, yaşadım, öldüm ama senle değil.
-Kirlenmiş bir Mecnun gibi sevda ummanına geldim. Nemli gözlerle baktın.Benim neyim eksikti ki.
-Evet, neyin eksikti bu hüznü çalmaya. Bu gidişi seslendirmeye.Bu senden kaçışta inlemeye.
Ney eksikti.İnleyişlerini sesli söyle Elisya.

“Zannetme aşkın yavaşlar
Bu sevda biterken başlar
Duysun bunu dağlar taşlar
Yok böyle ölümsüz aşklar “

En vazgeçilmeze banmak senin sevgini.Böyle kalmak istedim.Sen gideli
Umudu yılanların iğne ucunda aradım. Bir belayı ısırsın diye.Beni sana getiren aşkın kanat ucunda beyazların ve damlaların hala senli güleçle duruyor.
-Diyetin çok kilo verdi.Ömrümden seller aktı.Çarpıla çarpıla,ağlaya ağlaya seni istedim.Sense gidişin okyanusuydun. Çaresizliğini mavi dalgalara emanet etmişsin. Beyazların yanında ayazların da açık sahilde. Okyanus akıntılı; çünkü onu göz yaşların hep besledi.

-İçinde yaşayan Yunus’un tavıyım.Bana bıraktığın tavada pişiyor aşk.Sınanmak için değil, sensizliği de kaynattım her gece. Pişmiyor sensizlik.Ben piştim,hatta senli güzelliklerin pişmaniyesi olup adına tat oldum.
-Gidişin kalışıma Candaş.
Gel de şimdi kalma bu aşkın mahzeninde.
Gel de pişme bu ayşe tarlasında.Umudum sırık olmuş, ayşenin yeşillenmesine sarılmalık.
-Sarmaladıkça büyüyor senli hasatlarım.Gelişine büyüyor ayşe.
Gayrı senden başka güzeller de var.Mesela sizi tümleyen
Biber, domates, patlıcan ayşe… Ben en çok ayşeyi sevdim. Bir yaz tadıdır ayşe. Yeşil yeşil bir ada tatken şimdi bu sebze gönlümün kabından nasıl çıkarayım seni.

“Aysem Aysem benim güzel Aysem
Ümidim hasretim her şeyimsin Aysem
İçimde hasretin seli deli eder beni deli
Çok özledim görmeyeli döneceğim bir gün geri
Aysem Aysem benim güzel Aysem
Ümidim hasretim her şeyimsin Aysem “

Bende kalışı uzatan sözlerin var kitapsız yaşadığım sen kütüphanesinde. Gözlerinin cilt cilt anlatıkları var.Her bakışında binlerce mananın olduğu sukutu dile getiren demlerin vardı.
Bu gitmelere bulanmış yazgının silgisi olamazsın. Yüreğindeki acılarını süngerini de çıkar. Sil geçmişi, sil bensizliği.
-Devrik bir yaşamın orta kıtasında yeniden inkar edilmez aşkımıza sunak olmalısın. Susamışım, doya doya içeceğim bir pınar olup kanyonlarımda akmalısın.
-Öylece içmeliyim seni aşktan önce ve sonra.
İçimde yağmurlarını çağıran damlaların artı. Ve şimdi nadaslarıma yağma zamanın.Damla damla seven gözünden inmeli aşk susadıklarıma.
-Mecnun-ı sadık benim, Leyla söyledi Elisya. Onları çaresizlikler bir araya getirememişti.Bizimkisi bize iç içe öyküler sarmalından kani.
-Bu yüzden ay şemi eritirken gecelerim hecelerini harf harf aşkımızın defterine yazarken gemlemezlik edemezsin Elisya.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 3.8.2011 16:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan