Güzide öğrencim sevgili Aysel,
Mektubunu aldım, ne kadar güzel.
Sürpriz bir hediye diyerek açtım
Tesadüf o gün Yirmidört Kasım
Mısaraları kafiyeli görünce
Dönüştü bu sürpriz büyük sevince
Çoktandır özlemiştim şiir mektubu
Demek ki anmazmış mahbup matlubu
Hediyeyi beğenmemek olur mu?
Bir dahaya uzunca yaz olur mu?
Ölçüyü ve kafiyeyi bırak da
Bol haber yaz koyma beni merakta
Zannetme ki düz bir mektup yeterli
Şiir olsun hem de dolgun haberli
Aksaray'da (çamur hariç) neler var?
Kapladı mı her tarafı beyaz kar
Öğretmenden,öğrenciden,okuldan
Ne varsa yaz saklama hiç bu kuldan
Müdür Beyler, Halit Beyler nasıllar?
Şeref Bey'den dinlenir mi fasıllar?
Sezayi Bey,Mevlit Bey'den ne haber
Vedat Beyi, Ali Beyi yazıver
Jale Hanım geliyor mu taksiyle
Hala uğraşır mı etek ile maksiyle
Enver Beyi, Mahmut Beyi unutma
Metin Beyi daha çok yaz bir tutma
Kaynaştı mı yeni gelen hocalar
Kim uyumlu hangileri bocalar
Anlat bir bir ne var ise ne yoksa
Ben de kısa yazar, karışmam yoksa
Yazdıkların olsun bir naklen yayın
Özlemi var ayrı geçen her ayın
Her ay değil, her dakika, saniye
Ay demeye mecbur kıldı kafiye
Eğer benden sual eden olursa
Anlatayım bak halimi bir parça
Görev yerim ortaokul bir köyde
Bir farklılık, bir gariplik her şeyde
Üçyüz kişilik bir okul burası
Kantini yok; ama büyük merası
Altmış dönüm çok verimli arazi
Ne ekersen tartmaz onu terazi
Tonlarca ürünü iyi pazarla
Rekabet edersin ortak pazarla!
Ama henüz bir şey eken olmamış
Koca tarla diken,sazlık ve kamış
İçinde her türlü sürüngen, böcek
Buyur etsen hepsi derse girecek
Zavallı yılanlar şikayet eder
Çünkü hergün en az birkaçı gider
Biri birgün öğretmenin cebine
Girmiş sanki girer gibi evine
Öğrenciler tespih yapar yılanı
Demeyin ha'Bulmuşsun sen belanı'
Doğayla içiçe olmak şahane
Arkası dağ, önü deniz daha ne
Bir de önümüzden geçer bir dere
Bura okul değil sanki mesire
Arkamızda taş duvarlı mezarlık
Tam bu ortam şairlik ve yazarlık
Öğrenciler hepsi cevher doğrusu
Ne cevap var ne de kendi sorusu
Yaramazlık dersen madalyalıklar
Derlenmiş toplanmış bütün alıklar
Üçüncü sınıfa sesli harfleri
Öğretmeye gerek çok alın teri
Derslerin yarısı vaaz nasihat
Etmekle tükenir dildeki takat
Hiçbirinde ne ideal ne gaye
Gelirler okula iş olsun diye
Hergün on kişiyi dövmezsen eğer!
Öğrenci nezdinde kaybettin değer!
Dayağa olmuşlar sanki tiryaki
Biz de yapıyoruz her ders sirtaki
Kırılan kafalar açılır! birden
Bilgiler giriyor o kırık yerden
Yani açıp kafaları kısaca
Zorla bilgi sokuyoruz ustaca
Elbet bunlar işin mizah yanları
Eğitmek zor işmiş afacanları
İlkönce büyük bir şok yaşamıştım
Gün geçtikçe buraya da alıştım
Burada bir süre kaldıktan sonra
Döneceğim artık İskenderun'a
İskenderun Lisesine atamam
Yapılınca işim olacak tamam
İşte böyle Aysel bu hal bu dirlik
Uzadı söz sıktı artık şairlik
Ama daha yazılacak çok şey var
Öncelikle bana kart atan kızlar
Doğa,Ece,Özlem Nazlı,Güzide
Sağolsunlar varolsunlar hepsi de
Ayrı cevap yazamadım onlara
Onun için bakmasınlar kusura
Şiir mektup yazan ilk muhatabım
Olmak üzre herkesedir cevabım
Artık yavaş yavaş sözün sonuna
Gelindi artık müsade bana
Başarılar esenlikler dilerim
Cevabını tez zamanda beklerim
Selam ilet ayrı ayrı herkese
Öğretmene öğrenciye bol kese
Tekrar tekrar kucak kucak selamlar
Haydi iyi dersler iyi akşamlar! ....
AKSARAY
1992
Kayıt Tarihi : 28.10.2007 11:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aksaray'da beş yıl Aksaray Lisesinde iki yıl Anadolu Lisesinde Edebiyat Öğretmeni olarak çalıştıktan sonra memleketin çekim gücüyle tayin isteyip İskenderun'a geldim. Aksaray'da (özellikle öğrencilerim,) hemen herkes gitmememi istiyordu. Öğrencilerle, velilerle çok iyi bir diyaloğumuz vardı.Pişman olacağım bir karar verdiğimi ısrarla söylüyorlardı. Anadolu Lisesi öğretmenliğinden vazgeçip sekiz tane Edebiyat öğretmeni açığı olan İskenderun Lisesine atanmak istiyordum. O günkü şartlar bir köy ortaokulunda Türkçe Öğretmeni olarak çalışmak zorunda bıraktı beni. En büyük sıkıntım seviye ayarlama sıkıntısıydı. Daha verimli çalışabileceğim bir ortamdan, özellikle irtifa kaybederek daha az yararlı olabileceğim bir ortamda çalışmak zorundaydım. Bu arada eski öğrencilerimle mektuplaşıp halleşiyorduk. Branşımız gereği şiirle iletişimin öğrencilere daha çok etki edeceğini düşünerek onlardan da şiirli mektuplar istiyor; ben de cevabını şiirle vermeye çalışıyordum. Bu mektup geldiğim ilk yılın panoroması mahiyetindedir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!