Tedirgin bir kadın yüreği gibi atıyor gece
Kaktüsler, dikenlerini kıskandırarak büyütüyor meyvelerini
Ve tütünler patlıyor tarlalarda
Gecenin kibirli beyaz kraliçesi rüzgâra savuruyor,
Dökmekte olduğu etekliğini
Bak, diyor dağılan ak yaprakları kızıla boğan ses;
Güneşin batıya sürgünüyle
İşte başladı gece
kovulmuş çırılçıplak kökleriyle
bin yaşında bir ağaç
sımsıkı hala,
Bir ölüyüm artık toprakta
Ve otlar büyüyor
-göz çukurlarımda
Yakında yosunlaşacak her yanım.
Sürgün vermiş çiçek boyları
ölü kadın
ölü kadın
yıldızları sönmüş saçlarının
şarkısı kaybolmuş
geçtiğin uzun patikanın
Bir tülün inceliği ardından görüyorum kimi zaman
Siluetin vuruyor, fakat görünmüyor balı gözlerinin
Bazı kalkıyor aradan kumaşlar incecik, terine dokunuyorum
Saçlarının mevsim dalgası, pembeliği dudaklarının
Kokun biraz misk biraz amber karışımı
Göğsünün genişliğine boyun eğen
Kanatlarım arası vadi boyu
Atlılar,
Atlılar koşuyor
-dört nala
Ve içimden geçerken
Güneşin göğüs genişliği
Ve bir nehir boyu uzunluğunca
Baş eğdirmiyor rüzgâr kanatlarına
Rüya içinde bir rüya
-ki serinliği bile hissediliyor havanın
İçinde, bu kadar yükselmemeli isyanı
Çizgiler,
Gözlerinin kenarında ince su yollarıdır,
Gülümseyince kıvrılan, vadiler arasından
Kim bilir neler neler, derinlerinde
Öpsem diyorum öpsem, kim ne diyecek
Dur,
Yaşı otuzu geçmiş iken
Yol ortası sahanlığında buldu onu
Gözlerinin içinde durgun yeşil bir gölün izi
Yüzünde, umursamaz serseri bir tebessümü zırh etmiş küçük bir çocuğun saklı sesi
Yaralarına basa basa yabani otları, kanını kurutmuş
Acısa da unutmuş, gözünü yummuş adamın biri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!