Bazen kaldırımlara bağdaş kurup oturasım gelir,bazen ellerimin üzerinde yürüyesim…
Standartlar,sahtelik, “mutlaka” sözcüğü…
Mantığıma uyduramadığım her şeyden uzaklaşasım gelir.
Hiç görmediğim kirpiklerinden anladım.
Görsem önce saymaya çalışırdım.
Olmaz.
Sayınca gider anlamı.
Bilinmezse sayısı,
Sonsuzdur kirpiklerin benim için.
Adımları saya saya,
Zamanı avuç içimizde tutarak,
Umudu cebimizde saklayarak,
Kuru soğuğa karşı dimdik durarak.
Ve o hareketsizliğin içinde
Ses tellerimiz kımıldar ağzımızdan dökülen müthiş şarkılarla,
Gün doğar,
İnsanlar gün doğdukça batarak gider,
Kimi bulunduğu yerden en uzağa gittiğini düşünerek kendinden gider,
Kiminin vücudu bırakır dünyayı, görülmez olur,
Kiminin duyguları vücudunu terk eder,kiminin vicdanı…
Kiminin aşkı batar gururunun arkasından,
Karda yürüyüp izi belli etmemek mi kabiliyet?
Yıllarca büyük bir beceri misali övünülürken,
İz bırakmaktı asıl marifet.
Güzel izler,
Sağlam izler.
Karda değil,
Denge,samanlıkta iğne gibi.
Her şeyden biraz az,
Her şeye biraz fazla,
Her zamana geç…
Dümdüz yaşanır mı hiç?
Mesela kaldırımda baş kaldırmış bir parke taşı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!