Gözler, ah yokmu o gözler.
Uğruna bir ömür feda edilen gözler.
Bir ateş misali yangına çevirir
Belki seni, belki beni
Asıl maharet ellerinde.
Gözleri aşka sönük bir adamdı o.
Nerede şefkat görse sokuluverirdi oraya.
Ah siz birde onu sarhoşken görün
Nede güzel dökülür o zaman
Yumuşak dudaklarından, aşk sözleri.
Belli ki yaşını başını almıştı.
Siz buna büyümüşte küçülmüş deyin!
20sindeydi henüz, hayat bir tek ona,
Toz pembe rengini göstermemişti.
Nitekim bu onu bilse de,
Kavga edercesine savaşıyordu hayatla.
Aşkın her tonunu seninle yaşamak sevgilim
En derinini, en güzelini.
Biz birbirimize verilmiş en büyük ödülüz
Suya muhtaç çiçekler gibi.
Bir bakışında kaybolmak,
Aynaya son kez baktığımda çirkin bir yüz görüyorum.
Hayır aslında yüzüm çirkin değil, çirkin olan ruhum.
İçimde ki kin ve sevgi duygularının karışımı ruhuma yansımış.
Hemde ne yansıma, sanki gözlerim imdat çığlıkları atıyor.
Gencecik bir beden de yaşayan, yaşlı bir ruh.
O kadar yaşlı ki, sözlerini dile getirecek dişleri bile kalmamış.
Çok mutsuzsun, cebin dolu ama hala mutsuz.
Yüreğine soruyorsun tık yok, gönlün derin yaralı.
Sen ihanete de uğramadı iftiraya da
O halde ne bu mutsuzluğun?
Hayatı nefes almaktan ibaret mi sanıyorsun?
Seni düşünmek sevgilim, bir gece değil Binbir gece
Sen ki yasakların en güzeli, sevdaların en derinisin
Bu gece de kokunu içime çekmeden uyuyorum
Sahi ne zaman kokladım ki seni?
Söyle sarı benizli kız niçin sarardı yüzün
Neye yoruyorsun bu yorgunluğu?
Kiraz dudaklarına, şeftali yanaklarına ne oldu öyle
Öpüşmekten mi morardı dudakların?
Söyle sarı benizli kız.
Senin karın sıradan değil
Olamazda zaten
Olsaydı sevmezdin onu
Gençti senin karın,
Gencecikti
Adı üstüneydi aslında yalnızlar rıhtımıydı bu trenin adı
Kimisinin ceketi yamalıydı, kimisinin ruhu
Kimi de vardı ki acıların katmerlisini yaşamış.
20’sinde ki gencecik kız umutları için çıkmıştı yola
Tren’in penceresinden gökyüzüne bakarak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!