Ayşe Kız Şiiri - Mesut Bozkurt

Mesut Bozkurt
35

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Ayşe Kız

Karlı bir gece vakti
ağlayarak
ışıldayan gözleriyle
dünyaya saf ve temiz
herşeyden habersiz baktı Ayşe kız

Bir sevinç yumağı sardı
Hüseyin ustayı
Hatice ana mutluluk gözyaşları döküyor
Ayşe kızı öpüyordu

Hepsinde bir coşku
haklılarda
ne güzel şey
yeni bir hayat doğuyordu
ama
dışarıdaki hayatta
sıcak kollarını
Ayşe kıza acaba açıyormuydu
işte bunu kimse düşünmüyordu

Bir neşe seli
sürdü sabaha kadar
Ayşe kız bu çoşkuya
her şeyden habersiz
saf dünyasından temiz
masum gözlerle bakıyor
ara sırada ağlıyordu

İki odalı gecekondu da
artık bir kaşık fazla konacaktır
dört kişilik sofraya
ağlamak mı gerek
yoksa sevinmek mi gerek
Ayşe kızın doğuşuna

Hüseyin usta
asgari ücretle çalışır bir tezgahta
maaşının çoğunu vermektedir ev kirasına
Hatice ana artık
yarı akan yarı kesilen sütüyle
Ayşe kıza bakmakta
çorbadan başka bir şey
kaynamaz mutfakta
bozuk düzen
doğmadan Ayşe kızın yakasına yapışmakta

Şükürler olsun
Hatice ananın ak sütü
şimdilik Ayşe kızı doyurmakta
yarınlar ne getirir hayatta
aç kalmakta var sonunda
hayat ateş pahasına
Hüseyin usta
Ayşe kıza buruk gülücükler arasında
zavallı yavrum diye bakmakta

İyi kötü gelmiştir
Ayşe kız beş yaşına
zavallı yavru tanımamaktadır
hayatı daha
kimsede anlatmaya gerek duymaz ona
pırıl pırıl dünyasında
O'da çikolatalar yemek ister
O'da güzel elbiseler giymek ister
O'da atlı karıncalara binmek ister
ama ne yazık ki düzen bozuktur
biri olsa beşi olmaz bunların
bir özlem hançeri gibi
saplanmıştır yüreğine

Ayşe kız siyah kefenlerin içinde
sanki herkes eşitmiş gibi
gösterilir hayat Ayşe kıza okulda
nede olsa bütün çocuklar
siyah elbise içinde
bazıları gelirken okula
karlı soğuk günlerde
özel otoların içinde
o soğuktan donmamak için
oğuştura oğuştura ellerini
yüzü kıpkırmızı kesilmiş soğuktan
yürüyerek gelir Ayşe kız okula
kırk dakikalık yoldan

Beş yıl böyle
varlık ve yokluk arasında
bir çelişkiyle biter
beş yıl 'pekiyi' karnelerle
yılda bir günde olsa
mutlu gider Ayşe kız evine
üç yılda ortaokulun
cefasını bütün acılarla çeker
taktirnameleri Hüseyin usta
gecekondunun baş köşesine çerçeveler

Büyük bir heves vardır
Ayşe kızın içinde
gitmek için liseye
ama Hüseyin usta
düşmüştür ölümün pencesine
tezgah getirmiştir ölümü
ekmek yaratan bileklerine
getiren tezgah değildir aslında
iş güvenliğini düşünmeyen
patronlardır bu düzende
tazminatta vermezler Hüseyin ustaya
mahkemeye başvurması söylenir
nerde avukat tutacak para
Hatice ana düşmüştür
çıkmaz dertlerin içine
hiç kimse gelip sormaz
haliniz nedir diye
üç gündür öğünler inmiştir ikiye
günde iki ekmek girer
beş kişilik eve

İşte böyle bir zamanda
vurdu bozuk düzen
Ayşe kızın başına
okumak hayal olmuştur
o pırıl, pırıl gözlerinde
oysa bir zamanlar
oturduğu mehtaplı bir gecede
kapının önünde
yıldızlara bakarak hayeller kurardı
Ayşe kız
okuyacaktı
öğretmen olacaktı
kendisine öğretilmeyen hayatı
o, öğrencilerine anlatacaktı
basacaktı,
binbir emekle okumaya çalışan
zavallı yavruları bağrına

Bir zamanlar
yapamadığı
giyemediği
yiyemediği
şeyleri yapacaktı
O'da bir soluk dünyada
insan gibi yaşamak istiyordu
ama artık
isyan ediyordu
bu düzen neden böyle bozuk diye
bin pişmadı dünyaya geldiğine
anlamıştı artık
bu düzende yaşamanında
sevgininde
herşeyin
parayla alıp satıldığını

Ayşe kızın
içindeki bahar gülleri
soldu birer birer
birde verilmezmi
Hatice ananın ölüm haberi ona
büsbütün karardı yaşamı o anda
Hüseyin usta zaten bozuk düzence
köle edilmişti yatağa
düzen vurmuştu
hancerini
bu ailenin sırtına

Ayşe kız anlamıştı
yaşamanın zor olduğunu bu yerde
ama iş bulması gerekiyordu
doyurması gerekirdi
aç karnını evde

Çaldı kapıları bir bir
ekmek aslanın ağzında
bir çok gittiği yerde
pis emeller çıkıyordu karşısına
dayısı olan yaşar bu düzende
Ayşe kız bir proleterdi
yoktu tutunacak dalı
tek serveti emeğiydi
oda sömürülüyordu her yerde
işsizlik sarmış her tarafı
Ayşe kızda bunların içinde

Günlerce iş arar Ayşe kız
zengin yaşıtları
eğlenceye
sefaya dalarken
çoğunlukla Ayşe kızın
açtı karnı

Donuk gözlerle duvara bakardı
neden,
neden,
neden diye haykırıdı sonra
bir sabah uyandı
çok sevdiği babası
Hüseyin usta cansız yatıyordu
artık ne bir ümit
ne bir hayel kaldı
bahar yağmurunun
ıslattığı toprağa
bir akşam üstü babasını verdi
ağlamıyordu artık
bitmişti kaynağı göz yaşlarının
baba mezarının başında
evlatlık verilen iki kardeşiyle
buluştu bir daha
hepsi bir mahsundu
sarılarak bir birlerine ayrıldılar
giden iki kardeşine Ayşe kız
döndü arkalarından
derince baktı bir daha
sanki son bakışıydı hayatta

Ogün geç saatte yattı uykuya
son uykusuydu onun
acı
aclık
dert
onuda götürüyordu mezara
doğarken ışıldayan gözler
yoktu artık
doğarken sevgi onda çoşmuştu
bozuk düzen saf duygularını
yerden yere vurmuştu
onun için aşk
en son
düşünülecek bir duyguydu
bir kez olsun sevmeden
yaşıyorum demeden
bozuk düzen onu
genç yaşında vurmuştu

İşte dostlarım
öykümüz burada son buldu
Ayşe kız bir hayel ürünüydü
ama bu bozuk düzen
ne Ayşe kızları
ne hatice anaları
ne Hüseyin ustaları
eşitsizlik zincirini
takarak boğazlarına
kara toprağa gömdü
nice Ayşe kızlar
bu gün doğuyor
nice Ayşe kızları
bu düzen kalırsa
yarın öldürecek

MESUT BOZKURT

Mesut Bozkurt
Kayıt Tarihi : 5.2.2008 18:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mesut Bozkurt