Evimize sık sık misafir gelirdi,
Üç gün elektrikler kesilirdi o zamanlar,
Ta...! benim çocukluğumda,
‘’Öğretmenim akşam misafir geldi, ödevimi yapamadım da,’’
Şimdi uydurma gibi gelse de, geçerli bahanelerdi.
Allah canımı alsın şuracıkta yalanım varsa,
Sahte gülüşlere paydos,
Maskenin busesinde sıkışmış,
Suratım artık misafir,
Ya maskeler gider, ya insan yanım.
Görüş açısındaki mesafe,
Şair kaleminde ki ,
Kara yazının kökeni,
Somadan gelir.
Kalemin kara, kurşun gibi,
Kömürle yazıldı, alın yazıları,
Yine ölüm, yine acı,
Neden kapatırız perdelerle pencereyi,
Dışardakiler bize bakmasın,
Biz onlara bakalım diye mi gizli?
Hiç suçu yok mu?
Eylemlerinden sorumsuz,
Göz denen faili meçhulün
Işık önden vurmuş hayata,
Cıvıl cıvıl rengarenk,
Vesikalık fotoğraf kadar sığ ve rötûşlenmiş,
Gölge arıyor insan, bazen de derinlik,
Koca bir yüreğin kuytusunda dinlenmek için
Kim demiş,
Yıldız kaydığında,
Bir insan ölür.
İnanmam bu bir yalan...!
Bir yıldız kaydığında,
Birine kayar gönül,
Görmedim dünyanın içinin, dışına çıktığını,
Çözemedim, kainatta ki gizli sırrı,
Sanki hangimiz, dünyayı ölmeden tanıdı,
Ya insanların içini görmek,
Dışını görmekten farklı mı?
‘’Hasretinden prangalar eskittim’’,
Diyen ustaya cevabı güncelleme.
Bir paket hasretlik alana,
Prangadır hediye,
Küçük ilan popüler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!