Acıtmıyor artık yaşamamın sundukları... Hayret Önceden olsa bir kaşık suda fırtınalar koparırdı yüreğim. Şimdi sadece beklemeyi öğrendi kalbim. Umutsuzca, umarsızca, sessizce beklemek; neyi, ne kadar beklediğimi bile bilmeden aslında. Neyle karşılaşacağını bilmeden.....Fırtınalara dayanacak kadar güçlü bir yürekle beklemek...Öyle çok özlemişim ki bunu, kim ne söylerse gülüp geçiyorum bugünlerde, kahkahalar atıyorum yaşamın en acı tavırlarına....Ve şimdi kimsecikler yokken yaşamın kalabalık yaşam telaşında, seni bekliyorum aslında. EY AŞK, kutsal güç, sıra bende artık,yaşam sırası.......Beklerim ben aylarca,yıllarca,ömrümce,,,,,Yeter ki gel sen! ! ! Yeter ki yüreğimi acıtmadan, tekrardan gel sen! İstemem öyle süslü laflar, çiçekler, parayla ölçülebilecek sevdalar... Ey AŞK, sen gel yeter bana......
Geldiğinde bayram çocukları gibiydi kalbim…işte dedim en büyük bayramım bu benim…Bir küçük söze, bir gülüşe kanabilecek zayıflığımda geldin bana….. sende öyleydin aslında. Yaşanılanlar birbirini ne kadar da tamamlıyordu.yorgundun yaşadıklarından,yorgundum yaşanılacak, emek bekleyen sevdalardan… tahammül edebilecek yüreklere bile sahip olamamışken henüz, buluverdik kendimizi hayatlarımızda…kırgınlıklar, kızgınlıklar, ısrarlar adı her neyse onların, dolduruverdi yüreklerimizi biranda…. Yaşama kıyısından köşesinden tutunmak gerekliydi ve en güzel yoluydu bunun aşk..biz öyle yorgun iki yürektik ki aslında yaşama tutunma yolları ararken farkedemedik bile en kutsal tutunuşu. Kalıplarımız vardı bizim. Doğrularımız yanlışlarımız, korkularımız ve içinden bir türlü çıkamadığımız ikilemlerimiz vardı. Kör sağır ilerledik yine de hissedemeden,yüreklerimizi bile açma cesaretini gösteremeden..hissiz oluyo insan zamanla, uyuşuyor yüreği! Ne düşünse ne yaşasa boş aslında…açamıyorsak yüreklerimizi, sevdalanmak nafile aslında…Bayramlarımızı çoktan bitirdik biz aslında hırçınlıklarımızla, sabırsızlıklarımızla…Herkes yaşamında ağır aksak ilerlemede şimdi. günlük telaşlar, günlük konuşmalara gebe her şey..beklenen ne varsa yaşamdan ağırlığınca yükü üzerinde..öyle bir ağırlık ki yüreklere bile hükmetmekte......
Hiç bir şey eksilmiyordu
Hayatımızda….
Benden başka.
Aynı şeyler yapılırdı,
Her sabah, her akşam.
Ama özlemleri gidermiyor yapılanlar….
Yitirdiğimi dşünürken duygularımı
Sen çıktın duygularımın arka sokaklarından
Önce yüzün geldi gözlerimin önüne,
Sesini duydum sonra
Yşananları hatırladım.
Sonradan anlamlandırdığım
Ben seni yüreğimle buldum.
Bakışlarım anlamsız biliyorum.
Ama ben sana yüreğimle baktım.
sana dokunarak tandım seni.
Dudaklarını, saçlarrını, yüz hatlarını....
Kalbini hep dokunarak keşfettim.
Ne sen bana mutluluklarını anlatabildin ne de ben sana yaşatabildim onları. Şimdi her şey yarım bırakılmış her şey tutuk her şey kör sağır ilerlerken yaşamda, umudum olasın isterim yaşanamamış yıllara ve yollara beraber gidelim isterim.
Ben mi çok duygularıma aşığım yoksa onlar mı beni hep bi yerlere sürüklüyor bilmiyorum ama sana onunla yaklaşmak geliyor içimden… ne akıl ne mantık ne de kadınca korkular … her şey uzak kalsın artık. hep birileri diyor bana, hep birileri akıl veriyor kendi hayatından aldıklarıyla. Haklılar, belki de haklılıklarını kanıtlama çabasındalar bilemiyorum ama huzuru o özlediğim ilahi olmayan huzuru o kadar hissettim ki içimde şimdi ilahi olana yönelip dua etmek çok daha zevkle yaptığım bişey olmaya başladı.
Şimdi korkularım kaldı geçmişten ta ki bugüne taşıdığım. Az yada çok… ama bunu ne sana yaşatmalıyım nede bunlarla yaşamalıyım. Acının en ağırı bunlar değildir belki de ama acı, acıtıyor işte... yaşanıyor ve kalıyor ve en kötüsü bir sonraki hayatta çıkıyor rengi ortaya.ne desem ne desen boş. Bende ve atamadığım duygusallığımda izleri kalıyor her şeyin. Yaşamdan ne bekliyorum, yaşam bana ne veriyor. terazi gibi aslında. Bir taraf hep ağır kalıyor bakınca. Beklediklerimi yaşayamayınca da hırçınlaşıyorum galiba. Arada bağırmalarım, kızmalarım sensizken içimden geçen küfürleri sayıp dökmem de bundan galiba. Ama sanki iki insan gibiyim. Senin yanında naif, umursamaz ve çocukça bi huzurla yaşıyorum, sensizken sanki dünyanın tüm yükünü bana vermişler gibi. Yada aslında normalim senin yanında ama dışarıda her yerde sanki setler çektim kendime ulaşamasınlar diye ….şimdi ne çok şey bekliyormuşum aslında senden diyorum, onu anlıyorum. Önceden yalnızlık iyileştiryordu ruhumu,şimdi sen! önceden öyle çok çelişki vardı ki yaşamda şimdi dinginliğimin tadını çıkarıyorum.beni iyileştiren insan yaşama hoş geldin ve sanki hiç gitmemiş gibisin hep bu yaşamda hep yanımda hep bana dair izlerle benim yaşamımdasın her daim.
İçinizin güzelliğinden öpen bir adam olsaydi , Yazmazdiniz belki bu kadar gece gündüz gönlü kırık şiirler ... Belki daha az hırçın. Daha çok dağınık ve basiniza buyruk olabilirdiniz. Mesela boyamazdınız saçlarınızı saçınızın beyazindan öpen biri olsaydı ... Yaşanmazdı işte tüm bu gün dolusu hüzünler sen güzelsin ben guzelim karmasaları. Kimse dışını opmeden içini sevemiyordu artık ....
Sığındım sana ,
Öksüz ve yetim bir çocuk gibi sığındım yüreğine…
Kış günü yağmur altında ıslanan evsiz gibi sığındım.
Ama yalnızdım ,yapayalnız….
Yağmur ağaç yapraklarını nasıl okşuyorsa
Öyle istedim yüreğimi okşamanı….
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!