Tüküreyim içine evinin, eşyasının
Parasının, pulunun, arabasının
Sessizliğim kimseyi yanıltmasın
Bir işaretine bakar
Anasını satarım bu dünyanın...
Ich bin erleichtert
wie ein Baum im Herbst
Nackt und verlassen
Der Wind hat dich geholt
und wird nie zurückgeben
Fliege nur mit ihm
Yavrum dedikçe yüreğim
Bir değil artık iki atıyor
Ben seni hissettiğim gibi içimde
Sen de hissedeceksin sevgimi
Allah bana ömür verdikçe
Oksijene karışıp
Ciğerlerime dolsan
Yoğunlaşıp orada
Kanserli hücre yapsan
Kürelerimi tüketip
Seni seviyorum bitanem
Anneler her zaman sever
Affet beni
Özeline karıştığım için
Hepsi çok sevdiğimden
Hata yapıyorsan eğer
Değişmek istemiyorum
Hiç istemedim
Neysem öyle kalmaya
İçimle dışımı
Aynı tutmaya çalıştım
Söz verdim kendime
TÜRK KAHVESİ
Yaşı yirmi sekiz Bülent’in. Küçük yaştan beri Almanya’da yaşayan, üniversite son sınıfta olan, hem Almanlarla hem Türklerle sosyal ortamlarda boy gösteren, sıcakkanlı, girişken, samimi, yakışıklı bir genç. Üstelik esmer!
Elif ise o günlerde yirmili yaşların henüz en başında. On üçündeyken gelmiş Almanya’ya, çabuk adapte olmuş. Biraz okulda, biraz kurslarda Almancayı öğrenmiş, modern görünüşlü, özellikle iri siyah gözleriyle dikkat çeken genç bir kız. Daha bastırılmış duygularla da olsa, o da aynı ortamlarda bulunmaktan çekinmiyor. Ama yaşadığı topluma halâ yabancı olduğu hissiyatı hep onunla.
Seni hissetmek istedim
Gökyüzüne baktığımda
Seni hissetmek istedim
Apartmanların ortasına
Seni hissetmek istedim
Çıplak ağacın dallarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!