Var güçleriyle durmaksızın döverken köpüklü, mavi devler kayalıkları. Senin aşkım diyen inceden kadife sesin bastırıyordu hiddetle çıkardıkları haykırışlarını. Kasımın on ‘unda beyazdan daha beyaza bürünmüş soğuk teninle şefkatle okşuyordun yağmurla yıkanmış, ıslak, kömür karası saçlarımı. Ben ise üşümek yerine, sevdanın ateşiyle kavrulan ruhumun tesiriyle sanki yanıyordum kızgın alevler içeresinde. İçimden diyordum kendi kendime şu zavallı esirine. Eğer aşk bürünse bir bedene, benim için senden başkası değildi kendisi, Ayşe. Bakıp zümrüt yeşili gözlerine, dedim tereddütsüzce benimle evlenir misin? ,diye. Yine soruyorum benimle evlenir misin? Ayşe.
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Sıcak bir kara sevda
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;
Acımsı, buruk.
Devamını Oku
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Sıcak bir kara sevda
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;
Acımsı, buruk.




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta