Denizin tuzlu suyunun yosun kokusunu zapt eden Mersin gecesinin sahilinde ki süt bardağının sıcaklığını her yudumlamam ile midemdeki kıvrımlı sancı git gide azalıyordu.
Tamamını bilmediğim bir türkü mırıldanıyorum şu anlarda “beni nasıl unutursun” cümlesine takıldı hislerim devamındaki “hasretinle” ve “yaralıyım” kelimelerinin tutsağıyım sanki.
Bir de “yağmur yağsa” diyorum belki de bu kış da gelirim “mavi karanlığa” o kadar çok anlatmak istediğim var ki ışıklarla oynaşmak bir başka olacak sanki.
“Gölgelerinde kaybolmak bu şehrin” diyor müzik ile rahmetli “Suavi” dağılmış düşlerimin arasında yakaladım bu şarkıyı dinlerken, gülümsedim şarkıya…
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta