Denizin tuzlu suyunun yosun kokusunu zapt eden Mersin gecesinin sahilinde ki süt bardağının sıcaklığını her yudumlamam ile midemdeki kıvrımlı sancı git gide azalıyordu.
Tamamını bilmediğim bir türkü mırıldanıyorum şu anlarda “beni nasıl unutursun” cümlesine takıldı hislerim devamındaki “hasretinle” ve “yaralıyım” kelimelerinin tutsağıyım sanki.
Bir de “yağmur yağsa” diyorum belki de bu kış da gelirim “mavi karanlığa” o kadar çok anlatmak istediğim var ki ışıklarla oynaşmak bir başka olacak sanki.
“Gölgelerinde kaybolmak bu şehrin” diyor müzik ile rahmetli “Suavi” dağılmış düşlerimin arasında yakaladım bu şarkıyı dinlerken, gülümsedim şarkıya…
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta