Şimdi sana gelsem bir kahve içimi. Sakın toplama savrulan saçlarını. Sakın toplama! Onlar dağınık kalsaydı, ne olurdu?
Kuşlar havalansın üzerinden sürü sürü. Delirsin seni görünce sular, bir Martı, Deniz’e değdirseydi kanatlarını ne olurdu?
Şimdi burada olsaydın, bıraksaydın yeşil gözlerini, benim kahve gözlerime. Göz göze yaşasaydık bütün renkleri seninle. Senli, benli otursaydık orda burada olurdu?
Bir rüzgâr doldursaydı bahçemizi, bir çocuk bize gülseydi, kırılsaydı kalemi ayrılığın.
Koşar adım gelseydim evimize, bir buse
Kondursaydık biz bize, ne olurdu?
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman