bugünü duydum sessizliğinde
ve sen yarını öldürmüştün
çok sesli bir şarkı çalıyor içimde
yankısı, dünden yarına
geceden kalan acının,
sabaha doğurduğu edilmemiş bir veda
h(içimi) deler geçer
hedefi tutturmuş bir kurşun gibi,
vurur hep sol yana
yine de dilim varmıyor
bu ayrılık mı? diye sormaya
(hiç bilmediğim bir tene, gün ortasında verdim tenimi
ve hiç bilmediğim bir sese kurban verdim
dünü, bugünü, yarını...
asiliğim düşüyor elimden
ve paramparça oluyor o an da telefonla birlikte kalbimde
parça parça gösteriyor yüzümü kırık ayna bu defa
diz üstü çöküp, topluyorum parçalanmış yüzlerimi
elime alıyorum birini,
ve sımsıkı sıkıyorum avuçlarımda
avuçlarım kanıyor ama içimin acısı ağır basıyor..)
bir es veriyordun uzaktan
ve sonum oluyordu yokluklar
bilerek, isteyerek mi yolun sonuna koşuyordun?
biliyordun oysa
yolun sonuna üç noktaları da kendinle birlikte götürüyordun...
ama bilmiyordun ki, seni sevmekten değil
senden ayrılıyordum..
sen beni değil,
sana olan sevgimi kovuyordun
(hiç sana söylemediğim bir gerçeğim;
bir elma ve o tek bir gülü
o akşam odama sen getirmiştin...
ama sen bilmiyordun...)
hissettiğim sendin ve hisseden...
tutunmadan, ağrılarımı unutup
yürüdüm o yolda seninle...
ne güzeldi
beraber söylemiştik şarkıları
beraber okuyup, dinlemiştik şiirleri
sanki biz yaşamışık gibi...
yine de dilim varmıyor
bu ayrılık mı? diye sormaya
düne bırakıyorum senin için yeşil gülüşümü
bugünüme sus
yarınıma pus
odama çöken karanlığın içinden bakarken
buğulu cama yazıyorum hüznümü
şimdi çok sevdiğim bir şiirin içine sığındım
sen_ne dersen de
ayrılıklar dinince ne olur haber ver bana
Kayıt Tarihi : 24.8.2011 23:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!