Kaç sonbahar, kaç bahar geçti ömrümden
Yıldızlar gibi kaydı yıllarım, benden habersiz
Geriye dönüp baktığımda,
viran olmuş gençliğim çarptı,
acı vurdu yüzüme
terk edilmişliği,
unutulmuşluğu sığdırmışım yüreğime
Biri bir koca görür rüyasında:
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Devamını Oku
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
harikaaaaa,,tebriklerimle
Ayrılık zamanı...
Kaç sonbahar, kaç bahar geçti ömrümden
Yıldızlar gibi kaydı yıllarım, benden habersiz
Geriye dönüp baktığımda,
viran olmuş gençliğim çarptı,
acı vurdu yüzüme
terk edilmişliği,
unutulmuşluğu sığdırmışım yüreğime
acabalarıma keşkelerimi eklemişim
ne acı
şimdi ben kaybettiğim aşklara değil
aşka inandığıma ve onu şuursuzca beklediğime yanıyorum
şimdi ben yatak odamın penceresinden yeşile bakıyorum
gözüme yalçın dağlar ilişiyor
çam ağamlarının güven veren silüyetimde kayboluyorum
bir de meltem kokusundaki dağ havasına vuruluyorum
o kadar güzel ki…
o kadar saf ki,
gözüm alışmışken bakir yeşilliğe
çınar ağacının dallarına takılıyorum
yuva yapmış kuşa ilişiyor gözlerim
dalıp gidiyorum ağaç dalına
savdalısı yanında dişi kuşun
aşkına tanıklık ediyorum
penceremden izlerken
Öpüşüyor, koklaşıyorlar
her öpüşten sonra dişi kuş,
şakıyor,
o şakıdıkça
yeşile inat
ormanda çınlıyor ötüşü
sonra birlikte uçup, kanat çırpıyorlar
aşkın değerini bilmeyenlere inat
sevdalarını gözyüzüne yazıyorlar
her kanat pırpışlarında
biraz daha uçuyorlar sonsuza
onlar uçup gözlerimin önünden
kaybolurken ben,
ağlıyorum sessizce
onların mutluluğuna ağlıyorum
birden bir acı sarıyor bedenimi
yakıyor yüreğimi,
gözüm bu kez
başucumdaki konsola takılıyor
en son bana bıraktığın resmine ilişiyorum
bana bakıyorsun
anlamsız, boş gözlerle bakıyorsun bana
Oysa ben, O gözlere bakarken
dalıp giderdim kahverengisine
kaybolurdum manası derin gözlerinde
kokunu soluduğumda
orman havasındaki,
meltem kokusunda bulurdum seni
sevişirken seninle
hani vücutların değil de,
dokunuşların seviştiği soğuk gecelerde
yeniden doğardık
koca yatağa sığmaz olurduk
biz sarılırken birbirimize
masal kahramanı dev olurdu yüreğimiz
ve biz yatağa sığmaz olurduk
Şimdi kaç sonbahar,
kaç bahar geçti bilmiyorum
sen giderken yüreğimden
yıldızlar gibi kaydı yıllarım,
Geriye dönüp baktığımda,
viran olmuş gençliğim çarptı,
acı vurdu yüzüme
terk edilmişliği,
unutulmuşluğu sığdırmışım yüreğime
acabalarıma keşkelerimi de eklemişim
senden sonra
Şimdi ben, kaybettiğim aşklara değil
aşka inandığıma yanıyorum
şimdi ben,
yatak odamın penceresinden yeşile bakıyorum
ve yavaş yavaş ölüyorum
benden sonrakilere
hiç bulamadığım aşkı
şiir dizeleri olarak emanet ediyorum
yeşile dalarken pusulası olsun diye…
12 / 01 / 2006 - Sabah / 10:45
YALOVA
Hüzün Yücel
harika bir şiir okudum selamınız sayesinde şiirlerinizle tanışmış oldum kutluyorum on tam puan bu mükkemmel şiirinize benden selam ve sevgiyle şiir dostu
Oysa ben, O gözlere bakarken
dalıp giderdim kahverengisine
kaybolurdum manası derin gözlerinde
Ne büyük bir aşk, bu şiirde kaybedilmiş ama umutlarla süslenmiş bir terk ediliş var... Bu kadar güzel anlatılırdı ancak.. Tebrikler
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta