AYRILIK VAR TÜRLÜ TÜRLÜ (Düz Yazı)

Naime Erlaçin
955

ŞİİR


43

TAKİPÇİ

AYRILIK VAR TÜRLÜ TÜRLÜ (Düz Yazı)

Çok yorgundum. Bedenimdeki son enerji kırıntısını da tüketmiş, bir elimde tutup yudumladığım kahveye eşlik eden sigaramla bilgisayar sandalyesine çökmüş, boş gözlerle kapalı ekrana bakıyordum. Parmaklarıma bulaşan ve tırnaklarımı tamamen kaplayan boya artıklarını çıkaracak gücüm kalmamıştı. Evi kaplayan taze boya kokusu, beni onunla geçirdiğimiz günlere geri götürüyor ve aynı zamanda derinden acıtıyordu yüreğimi.

8 Kasım 2000…

Buruşuk'u çaresizce kansere teslim ettiğimiz o uğursuz gün... Epeyce zaman geçmişti üzerinden. Ama belleğimde en küçük ayrıntısına kadar öylece kazınmış duruyordu. Ölesiye özlüyordum onu.

O kadar mutsuzdum ki, kendimi biraz olsun yormak ve içimdeki dipsiz hüzünden bir nebze olsun kurtulmak umuduyla oturmuştum boyaların başına. Faydası olmuş muydu? Kesinlikle hayır. Bir yandan ekrana bakıp e-postalarımı açıp açmamayı düşünür, bir yandan da içimi kanırtan bu ayrılık acısıyla nasıl baş edeceğimi bilemezken, uzaktan yankılanan ve bir 'synthesizer' tınısını andıran o sesi duydum. Elektronik bir enstrümandan sızıyor gibiydi. Sonra daldım yeniden. Düşünce girdaplarında dolaşırken sesin yakınlaştığını ve icranın hiç de amatörce olmadığını fark ettim. Dinlemeye başladım. Çalınan müzik bizden değildi ama içli bir halk ezgisine benziyordu. O anda Chopin, Smethana ve hatta belki de bir çingenenin kemanından dökülen bilinmedik ve hüzünlü nağmelere doğru sürüklenip gittim. Pencereye çıkıp sesin kaynağını merakla aramaya başladım. Ve ancak kulaklarımın rehberliğiyle bulabildim onu.

İki apartman ötede, 9-10 yaşlarında bir erkek çocuğu boynuna astığı akordeonu çalıyor, bir yandan da başını yukarı kaldırmış üst katlara bakıyordu. Üstelik komik görünüyordu. Minyatür bir serenat sahnesi izler gibiydim. Çocuk ufak tefek, akordeon küçük ama müzik büyüktü. O kadar rahat ve profesyonelce çalıyor ve işin tuhaf tarafı bunu yaparken müziğine öyle bir duygusallık ve müzikalite katıyordu ki, güzel bir bahar akşamüzerinde salt mahalleyi değil ama tüm doğayı ve yaşamı adeta kutsuyor, büyülüyordu. Minik bir sihirbazdı kapıma gelen.

Beni fark etti ve penceremin altına gelip durdu. Parça bitince:

“Mükemmelsin” dedim. “Ne kadar duygulu çalıyorsun! ”

Sözlerimden bir şey anlamamıştı ama çok hoşlandığımı sezinleyerek, saf ve el değmemiş çocuk gözleriyle gülerek baktı yüzüme. “Sokak çalgıcısı olabilir mi? ” diye düşündüm. Bizim ülkemizde pek alışıldık bir durum değildi bu. Bana tattırdığı güzelliğin bir bedeli olamazdı ama çalgıcı idiyse eğer, bir şeyler vermek gerekiyordu. Para kabul edip etmediğini sordum. Anlamadığını ifade eder biçimde yabancı bir dilde cevap verdi. Bu kez İngilizce sordum. Sonuç yine aynıydı. Elimle “para” işareti yaptım. “Evet” anlamında başını salladı ve nihayet dudaklarından anlayabildiğim sözcükler döküldü:

“Kasıva, Kasıva' (Kosova, Kosova)

Beynimden ve yüreğimden dağlamıştı beni. Sanatıyla ölçülemeyecek küçük ödülünü “teş-kur' (teşekkür) diyerek aldı ve o ilahi müziği benim yorgun ruhuma sunmaya devam etti. Acılarım uçup gitmişti. Dahası, bu gencecik çocuğun insanlık tarihinin en büyük trajedilerinden birinden apansızın çıkıp gelmesi; kendi acılarını yalnızca notalara hapsederek dillendirmesi beni hem müthiş bir coşkuya, hem de aynı zamanda garip bir mahcubiyete salmıştı.

Sana teşekkür ediyorum çocuk!

Teşekkürler minik sanatçı....
Kosova cehenneminden çıkabildiğin için binlerce kez teşekkür sana...

Giderek çirkinleşen dünyamızı küçücük bedenin ve kocaman yüreğinle yaşanası bir yere dönüştürdüğün için gönülden teşekkürler yavrum...

Sen, uzun zaman sonra yaşamla aramdaki ilk gerçek bağı oluşturuyordun.

Şimdi düşünüyorum da, hangimizin ayrılık acısı daha büyüktü acaba!

...........................

*Buruşuk: Bizimle 11yıl 8 ay yaşamış olan 'boxer' köpeğimiz.

(19 Mayıs 2003)

Naime Erlaçin
Kayıt Tarihi : 19.5.2003 22:09:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mete Conker
    Mete Conker

    Katıksız sevgilerin üretkeni yüreğinizde yer bulanların,bundan sonra hiçbir acısını çekmemeniz,ve kulaklarınızdan o yüreğe hep acısız notaların ulaşması dileklerimle,saygılar sundum Naime.

    Cevap Yaz
  • Muammer Çelik
    Muammer Çelik

    Ne desem bilmem ki...

    Cevap Yaz
  • Bir Mim Kemal Ertuğrul
    Bir Mim Kemal Ertuğrul

    San'atına ve insan yüreğine sağlık Naime Hanımefendi..
    Saygılarımla
    Mim Kemal Eruğrul

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Naime Erlaçin