Buz gibi soğuk hava ve içimizde öyle
Tek bir cümle kurmadan vedalaşırken böyle
Titriyor yüreğimin her hücresi çaresiz
Yüzüm bir heykel gibi donuk ve ifadesiz
Garda çığlık çığlığa bir keder, elem var ki
Rayların üzerine uzanmış ruhum sanki
Şimdi sen gideceksin, ya ben ne olacağım
Bir kuru yaprak gibi nasıl savrulacağım
Sorguladım uzunca bu koskoca ömürü
Bir kaç dakika yetti kırmaya bu demiri
Yenilmiş bir savaşçı gibi büktüm boynumu
Bir kılıç darbesiyle yazdın işte sonumu
Çığlık çığlığa öten bir trendesin şimdi
Gözlerimin önüne kara bulutlar indi
Tekrarlar durur artık usumda bu hatıra
Gizleyerek kendini her hece, her satıra
Bu tren seni alıp uzaklara taşırken
Ben izlerim sonumu yanıma yaklaşırken
Gidiyorsun üzülme, bırak kalan üzülsün
Kalbinde ince sızı, gözünden yaş süzülsün
Ne de olsa gidenin henüz umudu vardır
Geride kalan için dünya bir boş mezardır.
Bir kara yazıdır bu gücüm yetmez silemem
Ne peşinden giderim, ne de gitme diyemem
Bağrıma taş basmayı öğrenirim zamanla
Yaşarım ölü gibi, bir buruk hatıranla
Kürşat Sungur
Kayıt Tarihi : 30.10.2022 00:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!