(Bu şiir 60’lı yıllarda çalışmak için Avrupa’ya
gelen ilk kuşak işçilerimiz, babalarımıza atfen yazılmıştır.)
Biraz sonra kalkacak ayrılık treni
Bağışlamaz ayıracak iki candan seveni
Götürecek uzaklara, tanıtacak gurbet elleri
Bilmem kaç yıl göremiyeceğim nazlı yari
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
'Gurbet öyle acı ki giden geri gelmiyor merhum gibi
Gurbet öyle bir çukur ki düşen çıkamıyor mezar gibi
Yollar öyle çok ırak ki bitmek bilmiyor dünya gibi
Hasret öyle zor ki yiyip bitiriyor insanı canavar gibi '
Ne desem sairim? Ceken bilir böylesine gurbeti. Senelerin dertlerinde dolandirdin ruhumu...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta