Ayrılık Şarkılarının Solisti

Ahmet Çapa
41

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ayrılık Şarkılarının Solisti

Yıllar sonra gördüm onu,
Anımsayamıyordu artık okul bahçelerini,
Paylaştığımız bir şey de yoktu
yağan karları seyretmekten başka.
Doğan günü mutlu kılan Liseli Kız neredesin şimdi,
Sana nasıl anlatsam bilemiyorum,
Şehirlerim yanıyor, kurtaramıyorum onları,
Yapraklar bir bir dökülüyor ağaçlardan,
Sana nasıl anlatsam bilemiyorum.

İçimde bir hasret olduğu muhakkak,
Bu ateşin küllerini savuruyorsun yüzüme,
Havada soğuk rüzgârlar üşüyor ellerim,
Sana nasıl anlatsam bilemiyorum.

Tanımadığım insanlar var çevrende,
Belki mutlusun kaybolan zamanlara rağmen,
Belkide kederli bir şekilde anıp hatıraları,
Ağlamaklı bir gülümsemeyle şarkılara dalarsın.
Bilmem ne durumdasın şimdi,
Ders kitaplarına karışmıştı tüm yaşananlar,
Okuduğun kitaplarda hatırlar mısın beni,
Bir Eylül Akşam' ını anlatırdı yazılar.

Bir fotoğraf gibi düştü aklıma anılar,
Sana neler söyleyeceğimi en az yüz kere tekrar ederek içimden
caddenin ucunda bekliyordum seni,
' Arkamızda bırakalım bu son bedbaht günlerimizi,
Eskisi gibi olsun ikimizin olan her şey,
Gir koluma sokakları arşınlayalım,
Bu şehrin duman çökmüş caddelerini adımlarımızla aydınlatalım.
Eski hatalarımızı tekrarlamayalım unutalım söylediklerimizi,
Ayrı geçen ayların hatırına yeni bir şeyler paylaşalım. '

Diyecektim ama olmadı, gelmedin,
Sahibini arayan bir mektup gibi anonim kaldım.
Pişmanlık denizinin kıyısında kayalara çarptı sözlerim,
Ve cam kırıkları gibi doluştu içime yüzün,
Sen beni ne kadar da derinden yaraladın.

Nasıl geçti o yıllar umursamadan hiç bir şeyi,
Yitip giden bir şarkıyı yaşıyorduk,
Belkide unutmuştun sen beni.
Adımı söylemekten korkuyordum hatırlayamayacaksın diye,
Köşe başlarında okula gelmeni beklediğimi,
Biten ders saatlerinde seninle hazin bir veda ile ayrıldığımı,
Ve sen beni görmemek için yolunu değiştirdiğini,
hatırlayamayacaksın belkide.

Demek ne çok severmişim o günleri meğer,
Okula tanımsız bir haz ile koşa koşa gelirdim,
Hele öğlenleyin kapıda gözükünce Mehlika yüzün,
Koşup sana sarılmak isterdim,
Oysa sen ' Derse geç kaldım ' diyerek
utangaç bir tavırla kaçacaktın yanımdan.
Sona yine ayrılık gecelerini yaşayacaktım,
Günün en nefret etiiğim saatleri geri gelecekti,
Seni düşünerek sabaha vardığım saatlerin ardından,
Hüzünlere elveda diyen gözlerim seni görecekti.
Ama kibrit alevi kadar kısa bir zamanda koptu bu film,
Ve senden bana buğulu otobüs camlarının ardından bir Elveda' n kaldı.

Ellerim titriyor hava çok soğuk,
Bu kahrolası gecelerde yalnızım işte.
Bir şarkı söyle bana, yanımda ol ne olur,
Vuslat saatlerini geri getir bana.

Üstü çizilmiş ve kararmış sıraların birindeydin sen,
Sevdamı gömdüğüm adını yazdığım bu sıralar anlatmaz mı sana hiç bir şeyi,
Teneffüste ne de şen olurdu bahçe,
Ve sen saçlarını savurarak karşılardın beni.
Havadan sudan konuşurduk,
Sonra ayrılık saati gelir ve sen giderdin,
Gözümde bir damla yaş inat ederdi düşmek için,
Sigaralarımın dumanına karışırdım kimi zaman,
Kimi zamanda sensizliğin rüzgârlarına.
Bir gün rüzgârlara karışıp dökülse saçların göğsüme
işte o zaman külrengi bulutlardan sıyrılarak sessiz sedasız doğacaktı güneş.

Lâkin bir şeyleri yitirmiştim artık,
Nerde olduğu bilinmeyen bir uzaklığın ardındaki dağlarda saklıydın,
Acımasız kış gecelerinde doruklarından esen rüzgârlar titretiyordu beni,
Kimi zaman kar yağıyordu saçlarıma,
Bu hava senin topraklarından geliyordu,
Isıtan bir rüzgâr gibi kucaklıyordum bu göz gözü görmez tipiyi,
Düşüncelerim sislere gömülmüştü,
Pencereden son bir defa daha baktım,
Kırmızı kazak içindeki sendin.

Acıları ve ayrılığı ceketim gibi omuzlarımda taşımaktaydım,
Çıkarıp üzerimden yere atmalıydım onu,
Ama içinde sen vardın,
Her yanıma işlemişti gözlerin yapamadım.

Şimdi ise kar yağıyor ince bir tül gibi,
Bembeyaz bir örtü içinde uyuyor bütün günahlar,
Gelip geçenleri seyrediyorum,
Hiçbiri bana seni hatırlatmıyor,
Sensiz çekilmiyor bu şehir,
Yüzüme vuruyor bütün hatalarımı,
Çığlıklar arasında boğuluyorum,
Kulaklarım uğulduyor,
Yüreğimin bacasından, bir nefreti kusar gibi gökyüzüne dumanlar fışkırıyor,
Sesim kuyuya düşmüş gibi bulanık,
Kurtar beni bu yalnızlıktan,
Biliyorum gelmeyeceksin,
Yenilgiyi kabul etmeyen gözlerim ağlayacak ardından,
Uzanıp sokaklara haykırsam adını,
Bana cevap veren olmayacak.

Artık siliniyor gözlerimden,
Uzaklarda el sallayan hayâlin,
Sensiz okul bahçesi,
Adını yazdığım sıralar,
Buluşma saatleri,
Umutsuzca köşesinde beklediğim caddeler,
Sarıya boyalı soğuk duvarlar,
Üniformalı öğrenciler,
Hiç istemediğim okul tatilleri,
Seni bıraktıktan sonra yıkım olan eve dönüşler,
Ve seni benden alıp götüren,
servis arabaları, minübüsler, otobüs durakları,
Ve gözümde uzadıkça uzayan karanlık sokaklar,
Artık siliniyor herşey.

Bir şarkının notalarında buluyorum seni kimi zaman,
Ve tekrar dinlemek istermiş gibi senin şarkını
kül renkli geceleri geri sarıyorum.
Senin şarkını söyleyen saatlere ' Ayrılık Şarkılarının Solisti ' diyorum.

Gelmeyeceksin artık anladım,
Sulara atılan çiçekler gibi dağıldı düşlerim,
Şaha kalkmış bir at gibi tekmelerken kapımı yalnızlık,
Birbirimizin hayatlarının kıyısından,
Karanlıkta İki Yabancı Gibi Geçip Gittik,
Ayrılık Şarkılarının Solisti ve Ben,
Bu yalnızlıkta senin şarkılarını söyledik.

(Şubat 1996 İST.)

Ahmet Çapa
Kayıt Tarihi : 17.4.2004 01:02:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Çapa