Ah kumral delikanlı,ah!
Ayrılık saati ne de çabuk geldi öyle değil mi?
Oysa sonsuz bir birliktelik istiyordun benimle
Yıllar geçecek,mevsimler bitecek,saçlarımıza aklar düşecekti.
Ölüm bile çözemeyecekti ellerimizi.
Bizim sevdamız hiç bitmeyecekti.
Oysa yıllar birbirin kovalamamıştı.
Mevsimler bir bir geçmemişti üstelik,
Saçlarımıza henüz ak düşmemişti
En acısı da bizi ayıran,Azrail de değildi.
Öyle mi yüreğimin katili?
Biliyorum bu ayrılık saati, çalan kulaklarımda.
Saat 18:57
Ah kumral delikanlı,ah!
Son zamanlarda nedensiz değişmiştin.
Demek ayrılık planlarındı seni değiştiren?
Peki şimdi neden ağlıyorsun?
İşte bak,bu ayrılık saati. saat 18:57
Ayrılığın vakti geldi,getirdiğin için de bu sevda bitti.
Oysa sen benim için,mülteci bir sevdaydın
Firarı mümkün olmayanımdın.
Gönül hücremde baki kalanımdın.
Sen beni bir kalemle yıktın.
Ayrılık saati yaklaşıyor sevgili,
saat 18:57,tıpkı o günkü gibi,
Ben o gün yıklımıştım.
Soruyordum durmadan kendime,
Hani hasretimden prangalar eskitmiştin?
Hani ben senin her şeyindim?
Hani ancak israfilin suru ayıracaktı bizi?
Hani Azrail bile almaya kıyamazdı sevgimizi?
Ah kumral delikanlı; ah!
sen de yalancıymışsın,diğerleri gibi.
Hatırlıyorum da bir kış ayazı aldı,seni benden.
Gidişin sana yakışmadı.
Artık buralarda volta atma,nafile!
Buralar artık sana yabancı
Ayrılık saati,bak taklaştı yine
saat 18:57,bitirdi sevgimizi bir kış gecesi.
Acaba suçlusu kimdi?
Kayıt Tarihi : 9.8.2007 18:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Tebrik ederim... her kelime her satır özenle seçilmiş... tema çok güzel işlenmiş... bize de 10 tam puan vermek düşmüş :))
Sevgiyle
TÜM YORUMLAR (8)