Elleri sıcak ve kurak,
Gözleri soğuk ve yağışlı
Eskiden her mevsimin yaşandığı bu bedende,
Şimdi yüreksel soğuma var
Mutluluk hep sürer sanılıp
Gelişigüzel harcandı
Kalbin muslukları,
Sürekli açık bırakıldı
Oysa en azından
Birbirine sarılıp uyurken,
Aşk boşuna akmasın;
Ayrılığın faturası kabarıp
Kalbin kaynakları kurumasın diye,
İlişkinin kırmızı ışığı kapatılmalıydı
Önce, kaçınılmaz sonun tabakası delindi
Aşkın kör ettiği gözlere,
Yalanlar filtresiz,
Doğrudan vurdu
Işığın azı romantikken
Çoğu,
Yanınızdaki insanı görmenizi bile engelleyebilir
Ruhunda bir bitki örtüsü var
İsmi hiç önemli değil
Mevsim fark etmeksizin,
Onu düşünmeye başladığında büyüyor
Rüzgar,
Sorular arttıkça fırtınaya;
Aşk yerini bulduğunda melteme dönüyor
Bazen ikisi yan yana esiyor
Meltem fırtınaya karıştığında,
Büyük balık küçük balığı yutuyor
Fırtınanın içindeki her şeyin adı,
Fırtına oluyor
Sözleri soğuk ve ağır,
Bedeni uzak ve yaralı
Yalnızlık kalbine dik,
Gülümseyiş dudaklarına paralel uzanıyor
Denize gitmeyi düşündüğün bir temmuz sabahı,
Dışarıyı kardan adamlar sarıyor
Ve buz tutmuş göllerin üzerine,
Palmiyelerin gölgesi düşüyor
Kıtalar değil,
Eller birbirinden ayrılıyor
Kendi yoluna sapan iki insanın
Sessiz ayak sesleri,
Ortada kalan maziyi
Sağır ediyor
Sahi…
Onca yaşanmışlık nereye gidiyor?
Herkesin,
Aşık olduğu insanın gözlerine bakmaktan başka
Hiçbir şey yapmadığı
Başka paralel evrenler varsa;
Her ayrılığın ardından
Aşkların devam ettiği boyutlara parçalanıyorsan,
Bu döngünün sonunda bir gün,
Yok olacaksın demektir
Tabi milyonlarca parçaya ayrılıp,
Tüm parçalarının birbirinden habersiz
Yaşamaya devam etmesi
Yok olmaksa…
Ayrılığın yarattığı köşe başında
Yalnızlığı seçip giderken,
Başka bir ‘sen’in
Onunla el ele yoluna devam ediyor olması
Ürkütücü mü?
Her ayrılık
‘Ya sürseydi’ adında
Bir evren yaratıyorsa,
Niçin o devam eden, ‘sen’ değilsin?
Çünkü ayrılığı seçtiğin
Ya da terk edildiğin için
Öbür ‘sen’ yoluna devam edebiliyor
Her ayrılıkta,
Bir sürü ‘sen’i
Sonsuz aşka mahkum ediyorsun
Aşkın hiç bitmediği paralel evrenler
Polyanna sıkıcılığında;
Milyonlarca iğne batırıldığında bile patlamayan,
Sabun köpükleri gibi mi?
Eğer aşk tek boyutluysa, evet…
Oysa aşk,
İçinde kıskançlıktan özleme,
Nefretten korkuya,
Delilikten isyana kadar her duyguyu barındıran,
Tek üç harfli kelimedir
İnsanoğlu bunu bilmedikçe,
Her dakika gerçekleşen binlerce ayrılık,
Binlerce bitmeyen aşkı
Binlerce başka evrenlere taşımayı sürdürecek
Elleri son kez sıcak ve güvenli,
Gözleri artık soğuk ve uzak
Ayrılık ikliminin,
İnsanların yaşamasına uygun olmadığı söyleniyor
Gidenin ardında bıraktığı rüzgara kapılan kimse,
Bir daha ayakta duramıyor
Kayıt Tarihi : 18.4.2012 14:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!