Bir 25 şubat sabahıydı
Henüz sabahın beşiydi
Her zamanki gibi telaşlı bir hazırlık içindeydim
Edip Akbayram ayrıldım şarkısını söylüyordu
Bense samsun cigaramı ve çayımı yudumluyordum
Biliyordum sağlığıma zararlıydı ikisi de;
Ama vazgeçilmezleriydi hayatımın,tıpkı senin gibi
Tıpkı seni çektiğim gibi,çekerdim ikisini de içime
Hangisi daha acı,hangisi daha zararlıydı ben de bilmiyordum
Aynada son bir kez fiyakama bakıyordum
Dökülen saçlarımı tarıyordum
Öyle çıkıyordum evden,hayalinle beraber
Her zaman bir adım önümde,yüzü bana dönük
Ve başlıyorduk dertleşmeye
Ben konuşuyordum,o dinliyordu
Sana anlatamadıklarımı,ona söylüyordum
Seviyorum seni diyordum o gülümsüyordu;
Ama ona bile yetişemiyordum,sana yetişemediğim gibi
O kaçıyordu ben kovalıyordum
Tren garı kovalamacanın son durağıydı
İnsan kalabalığı içinde hayalin de kayboluyordu
Ara veriyorduk dertleşmeye
Oysa aralıksız seviyordum seni
Sevgimde ne fire vardı ne de hile
Bu hengame hayaller içindeyken ben
Sen sabah uykusunun en doruğundaydın
Seni kendimde,kendimden daha çok yaşatıyordum
Osaatlerimdeki neşemdi beni çocuklaştıran
O anlardaki acılarımdı beni çökerten,ihtiyarlatan...
Diyarbakırdaydım artık güneş epey yükselmişti
Kışa inat bahar havası okulun bahçesinde
Mırıldanıyordu kuru yapraklar ayrılık şarkısını
İnadına aldırış etmiyordum,duymuyordum çam ağaçlarını
Yine cigara ve çayımla üçüncü vazgeçilmezimi
Yani evindarımı,goncagülümü yani seni bekliyordum
Nihayet göründün
Yine bakışların yerde; ama daha bir telaşlıydın
Düşüncelerin mavi turbanından dışarı fışkırıyordu
Ayrılığı ilkin onlar söylüyordu
Sen teyid etmeye gelmiştin ölümümü
Ve hayatımın en zor dakikasını 09:45'i yaşatıyordun
Akrep ile yelkovan arasında sıkışıyordu kalbim...
Başlıyordun gayet samimi bir ses tonuyla
Ayrılalım diyordun ve ekliyordun gerekçelerini
Oysa ben,ben seni tek gerekçeyle sevdim
Yegane gerekçem sendin HÜLYA sadece sen
Çocukça hayallerim vardı aşkımıza dair
Sen sarı,ben kırmızı birleşiyorduk yeşil renginde
Gökkuşağının renkleri oluyorduk Rahmet sağanağında
Hayallerim gerçek oldu bir anlamda
Gökkuşağının kısa ve renkli ömrüydü aşkımız...
Hatırlıyor musun Ahmet Çakar da vurulmuştu o gün
Onun kurşun yarası,benim aşk yarasıydı
Aradan aylar geçti o iyileşti
Aradan aylar geçti ve yıllar geçecek
Benim sızım dinmeyecek hep sinemde kalacak
Dermanı sende sen çok uzaklardasın çok
Kayıt Tarihi : 3.7.2004 12:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şair Yusufi](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/07/03/ayrilik-gunu-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!