aYRILIk-3 Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

aYRILIk-3

Yalapşapın getirdiği el penöe divan birey, divanı hümayun.
Kuvayi Milliye'den geride zamana uzanan bıdaklanmalar Serveti Fünun.

Kalkındırın ülkeyi ve aşka fırsat tanısın iletişim de;
gözler, gözler, kör geldim körlüğümü sevdaya yıkarım derse bile! ! !

(Gelsin barışlar gitsin savaşlar, ama söz konusu bir bilinçli umut artık!
Yoksa yokolsun o kötübir ılımlılık, keskin yanı bıçağın KuvayilaTerakki:

Hasta Adam yoktur, hasta olan vardır ya da hasta olarak lanse edilen;
Doğu'dan doğar güneş, ve o batar oBatı'dan, olmayan bir şey yoktur.

Kuzeyin dip baltaları buz altlarından sulardan cansız süzülür de İskandinav mitos galapagosları;
sıçrayarak vraklayan şen kurbağasına karışır Ege'nin ya da 'Güneye Giderken'

'Mor ve Ötesi', en güneyin. Ve Nazca Düzlüğü kucaklar ordan Tanrıların Arabaları'nı
Ve böylece gelişir İsviçre Peyniri Alpler'deki kar yağar; Bolivya Pınarı'nda.

Karpatlar'ın Sibirya'ya Transilvanya düzlemlerinde slavyen ne gibi benzerliği olabilir;
Atatürk'ün büstünü tutmaya kendi önsezilerini önyargısız çalıştıran bir Mandela'da;

ya da, olası, tinsi çünküortodoks bir Peder Jose'sinde Arjantin'de. Karışık sisler var ören bağrımızı:
unutmamalıdır ki kaç kat çelikten güçlüdür örümceğin ipi: savuşturun sinsi yalanları!)

Çift atılmıyor zarlar bazen papirüsün dediği yaprağa uymuyor;
doğayı düzle öyleyse, ama buldozerlerle değil senin sevginle! !

Kulluk vergisi neyden öte, güzel hislerini kalkındırmaktan başka;
o halde zamanı sar sar ki Azrail'in orağı olsun sadece ileriki ölümün'de!

Bir safsatalar dergahına mı döndü deniz, hiç sanmam.
Bazı balıklar gibi görebiliyor musun mor ötesini, hiç kanmam.

Renkler değerini yitirse de oralarda, senin gözünün daha kısıtlı olduğunu unutma.
Bir şeyi anlamak için en iyi yol, cihazların icadı kadar kendi duyularındır da.

Ve göz ki göz derse 'ben unuttum birdenbire' bunun yıkacak mısın suçunu yani körlüğüne?
Aman! bu kadar saflığı kaldıramaz masumiyetin açık gözleri bile!

Şah ve mat! İşte virgülün noktaya veraseti: ancak güzel için;
sadece güzel olana yani. Devamlılığın olması için herşeyim sevgilim duyargalı gidin.

Yoksa gitmeyin yani gidin; uzaklaşmaya virgül, nokta ise kalmaya.
Çözülemeyecek bir şifredir bu pembe örgülü tavuk karası ahtapot kollularca!

Sabır taşı Kaf dağının ardında mı, zümrüdüankanın burada olduğu?
Yoksa Kaf Dağı mı benim de zümrüdüanka mı 'elsewhere' e kaçtı?

Hiçbiri değilse, ele geçen hepsidir hepsi değilse hiçbirisinin hiçbiridir.
Çünkü kalburdan geçenler anlatıyor eleğin kalın tellerinden dem vuruyor.

Zamanın kara pençeleri mekanları benç presler ulaşmaya da,
gözler de görür kimin kaydırdığını zamanın yani bizim; ama

engel de olabilir isek de savunulan değerlerin gücüne;
ayrılıklardan bir ayrılık gelince acıtıyor daha başka yüreciği işte...

Katran mı zift mi daha güzeldir dersen karga olur musun?
Yoksa tencereyi karıştırsan da öpüp tencereyi şöyle rafa mı kaldırırsın?

Ney neyden mütevellit bilir misin: gidişleri ne devam ettirir.
Bir anlık panik patikler neler bitirir. Ha, bunlar seni kaç kez etüt ettirir?

Basbaya böyle işte; göl çekilmesi, çıkarıyor Ay'ı ortaya.
ve/AMA AyDede geceleri hopladıkça; çekiyor önüne siper, akkor sarı Güneşi

(Bu çekilme, geri çekilmeden başka bir iki ara bir dere oluyor böyle çekilme.
Güzellikler geri dönüşlü, fısıldayan güçlü ıslık kopmaz ellerde

Bir pencere hep açık; ama her çocuğa 'aşkım' birine 'sevgilim'.
Tam orda olmasa da biraz oralarda beklede seni kucaklayıp kaçırayım)

Bir nebze eskilerden dem vuruluyor bu körlere alaca gecede!
Karga olmanı istemem yine de, ağlama, ama en azından bari yüzünü yıka.

Bir kendine gelmesi nehrin şelaleye zamanın bu derece zor olursa;
geçip giden kötücül türevlerine onun ne diyeceğiz canım canımm?

Nasıl insaflar olur bu dünyada, neden sevgiler yeşerir evrende:
herkesten öğrenmediğini, ne yani, bana mı sen satacaksın?

Baykuş değil karalar giyen, baykuş karalar bağladı, giymedi! !
İçi kara gözüken de pekala korkuluğa bağdaş ama henüz dirilmedi.

Şansın zodiactan eli akrep ki Kasım, Axl Rose'dan bari November Rain çalalım:(
Üzüldüğün şeyi bırakmak var mıdır ha, söylesene, hüngür ağlasana, açılsana

(10 Kasım'lardan vuran arşı sana vurur da arşı zonklamalarla, aynı, bana.
Kaybettiğin nedir ki kazandığın ki aynı ben de, burda oldukça ve dünya durdukça?

Sever misin Kasım 18'leri çaldıkça tarih böyle, 13 Nisan'ları aynı ayın 23'ü.
Tabi sevmezsin, o zaman gayret etmelisin, ve dileğim gayretin senin kendine güvensin! !

Beşik kertmesi'nde Asmalı Konak; otobüs kamyon jip bipp, çocuk bahçesinde kaydırak.
Hoppala yavrum alim hayat bayram naapam tahteravalli de bırak da başuç gelem)

En sevdiğin ölünce, cenazesinde kızar, şikayet eder misin bu ruh halinle hala?
Kız, kız. O işler başka. Başkaları ne yazık ki istemeden öldü bıraktı ama

bak hala seni seven biri burda yanında o halde gelsene yanıma! ! !
Gömme akvaryumda gömdü haciyatmaz penguen yüzgeçlisi başını devekuşu kuma.

Kuma mı getirirsin kuma! Varsa üzüntü ve sevinç getirilebilir
genel geçere kuma; gömme başını kuma, hatta acık çık ordan tüm vücudunla! !

Bilinçli adanmışlığın karartılar okyanusunda bir kısa sal ki ama reçinesi bal;
rengahenk bir mutluluk adasını anlatır ki bilinir, bunu da böyle bil!

Kaldı ki, biliyorsun, burdaki bilinçlilikten kastım benim sana nedir?
O karartılar yok, o sal uzundur aslında; ada, en mutludur! ! ! ! ! !

Çeltik tarlasında larvaların çamura yatmamasına uğraşıyor gibiyim.
Hakkı ermemiş böcek ve büyükbaşları ezengiden ben, evreni kurtarıyorum

Ve geleceğim, bekliyorsan ki öyle, zannetmediğinle elimle koymuş geleceğim.
310+ çınarı ve birkaç, yılınbaşı, ne anlatır ki mantıklı emzik burgaçlara.

Cevap hakkı tanınması bir değil birden fazlası veya sonsuz fazlasıdır fırsatlara! ! !
Anlaşmak için en geçerli yöntemdir iletişim, duygulara bile! ! !

Neyin ne olduğunu benden iyi bildiğine göre ama gene kaykılıp kalkınarak;
bir başımı yıkıyorum, hadii, düşüneceğim, hayatta ol diye

ki senin de ben için dediğin sağlık'ın bana şu an giderleri, geldiğim'de! !
Kızmak yok, havada sarmaş itiş kakış kötüydü zaten; bir kere yeter dinleme! ! !

Sorumluluksa sınanan olmalı sabır, fırsat tanınan; yolu açılan cıvıl cıvıl iletişime.
İstenense kişinin kendi için ki yalan, yok; sabır yokolur da böyle sonra gelir kucaklanır olan.

Kartlar oynanmaz, palavra ve dalavere şeytanın asasıdır sevgi yerine aşkta bile.
Küçük kaçamak sessizlikleri nemrutlukların, uzak ara olmayanları; tek bir tane olanından daha kıvrak, iyi.

Kıvrak:esnek: Çünkü oynak değildir beklenen olan, olası beklenecek ya da beklenmiştir zati.
Öyle güneşler açmış ya da açacaktır ki insanın hayatında; akla gelmemiştir hiç ve hiçbir hayali

3 şub.'07

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 3.2.2007 05:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


- serinin üçüncüsü en çok sevilen en eski iki şiirlerimden, ilk en çok ama ikincisinin daha çok sevildiği şirinlerin ilk kastettiğim şiir serisinden üçüncü şiiri yazmıştım şimdi sıcağı sıcağına bir de böyle bir şiir olsun buraya ekliyorum. öyle bi yazdım bu gece başlık hepsi büyük olacaktı sistem almadı

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça