Soğuk algınlığı gibi üstümde;
Yatak döşek yatırıyor ayrılık.
Güçlük çekiyorum nefes almakta.
Canımıza yetiriyor ayrılık.
Unuttum yârimin gülüşlerini.
Artık, hayra yoramam düşlerini.
O ölümcül, zehirli dişlerini
Boğazıma batırıyor ayrılık.
Sevenlere adeta dört duvardı...
Nice âşık huzur için yalvardı.
İki satır mutlu anımız vardı;
Burnumuzdan getiriyor ayrılık.
Rüzgâr olup yıktı aşk salımızı.
Bırakmadı tek bir kutsalımızı.
Binbir gece süren masalımızı
Bir kalemde bitiriyor ayrılık.
Yaşayınca hicran kehanetini,
Anladık durumun vahametini.
Mesafe arttıkça merhametini
Günden güne yitiriyor ayrılık.
Hissederek aşkın her bir tonunu,
Delmek büyük cüret kati kanunu.
Maktulünün başucunda, sonunu
Görmek için oturuyor ayrılık.
Boz bulutlar sardı üzerimizi.
Hüzne kurban etti ekserîmizi.
Bizi bizden edip, kalplerimizi
Uzaklara götürüyor ayrılık.
Kayıt Tarihi : 21.7.2021 12:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yazılış tarihi: 2011 Düzenlenme ve son halini alma tarihi: 21.07.2021
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!