Ayrılık Şiiri - Yorumlar

İki rayı gibiyiz
bir tren yolunun
yakın olması
neyi değiştirir
son istasyonun

*************

Ebu Lehep

uzaktı mesafeler yakın olan yerlerde
gönlüm kanadı kırık aciz bir kuş misali
seni bana vermeyen zaman lanet ettim
rasulullah devrinde kabe'de kureyş misali

Şaizer Uzgur

İlk Önce Selamun Aleyküm abi Alaaddin abi şiirlerin çok güzel bazılarnı okudukm senin eline kolna sağlık abi

gerçekten doğru tespit

bi defa her tren duruşunda oluşan sürtünmeden dolayı çok acı çekersiniz virgül trenin her hareketinden sonra üzerinizden büyük bir yük kalkar ve çok rahatlarsınız deminki acının aksine iyi tarafıda bu virgül sıkça tren düdüğü dinler insanların seyahat heyacanlarını el sallayıp sarımalarını yani çoğu duyguyu görerek anlaya bilirsiniz iki demir olsanız bile noktalı virgül taş olsa dayanmaz derlerya onun gibi ayrıca hiç bir kızıl derili herhangi birinizin üzerine kulağını dayayıp trenin ne kadar mesafede olduğunu anlamaya çalışmaz gidip son istasyonun bekçisine sorar.ya okursanız kusura bakmayın tv 8 de izliyorum sizi çok espirilisiniz bende espirili bir yorum yapmak istedim... çok hoş şiir seni seviyoruz....

bazen yolların ayrılığına bile şükrederiz ki gönül ayrılıkları daha zordur gerçek sevgiler için

ÇIKMAZ SOKAK
Bildiğim tek bir yol var
O bakışlarından geçmekte
Ne zaman yola koyulsam
Çıkmaz bir sokak oluvermekte

bu şiirimi hatırlattı bana.... Şiiriniz...

birkaç kelime bir yasak sevdayı daha nasıl kısa ve öz anlatabilirdi....minnetkarım size

Sayin Akin,
Kisa ve oz yazilmis ve bicak gibi kesmissiniz gercegi.
Saygilar
Rengincik

Gönülden dökülen dizeler, harika..... sizinle bir şiirimi palaşmak istiyorum...


Annenin Gül Nefesi

nurlu yüzlü, billur sesli, gül nefesli anneler
sütbeyaz kanatları kutsal yüzlü melekler
gölgesinde bekliyor cennetin kapıları
anneye saygıdır kapının anahtarı
anneler başlara taç
hakikat annelerde
her canlı anaya
muhtaç

cennetin görünmez hisarı, annede yükselen nur
kalbi sevgi hazinesi, gönlü taş taş sabır
minik yürekleri kanatlandıran odur
ninni öpüşlü uyku sihri sunar dizde
yüzer tenleri çocukların denizde
güneş renk döker bulutlara
konar şarkılar dallara
uyanır güne
anneler

derin şafaklar sızar ateş koynuna annelerin
yalıda, konakta, kerpiç duvarında köylerin
çocuklar ilişir sıcacık kucağına
dalar gül pamuk bulutlara
taze nefes dokunuşlar
masum yüzlerinin
ruhundan yağar
annelerin

ne zaman duyulsa uzakta bir çocuk sesi
soluk bir hıçkırık olur annenin nefesi
yanar altın ateşine ufukların
titrek ince gövdesiyle
yuvası bilir serçe
serin yüreğini
annenin

Güzelliğinden boyar, rengini cennetin çocuklar
Sevinç kaynar tutunca anneler ellerinden
deviremez geceler annenin gözlerini
başucunda parlar bebeklerin
döner pervane gibi bekleşir
annenin sabır taşında
kardelenler
yetişir

annelerin ipek ruhu yayılıp siner her köşesine evin
sözleri bal, dudaklarından eksilmez dualar
Dalar en gizemli doyumsuz rüyalarına
yattığı zaman gül sinesine çocuklar
kaf dağı, bin bir masal
ayaklarına
serilir

dokunsan düşecek zaman, zümrüt tepesinden kalbin
takvimleri taşlıyor kırılgan yürekleri annelerin
incinmiş ay tutulur bak yine utancından
gökyüzünde yıldızlar anne olmalılar
dalıp yalnızlığa küskün
düşürülmesin
anneler

ne olur
üzülmesin
sonsuzca hissedilsin
bilinsin kutsal değeri annelerin
yüreği soğuk taş parçası kesilmesin
acılar dindirip, ağıt yakmasın geceleri
salınsın kaldırımlarda gururla ayak izleri
bahar çiçekleri ışıldasın nur yüzlü gözlerinde

annelerin solmasın
gül nefesi

Ali Akça

'beni anlatan kelimeleri arıyorum ben de kaç gündür içimde, meğerse dışımdaymış, buldum şimdi, teşekkürler'