Uzun bir güz geçti üstünden
Ayrılığın...
Hüznünden döktü yapraklarını ağaçlar
Hüznünden kurudu dallar
Rüzgar hep aykırı esti
Ayrılığın türküsünü söyledi
Günler geceler boyu
Bir kış geçti,
Uzun bir kış
Ayrılığın üstünden...
Sensizliğin yalnız ve soğuk odalarında
Hasret ateşi ısıttı yüreğimi
Uzun ve soğuk kış gecelerinde.
Kilometrelerce mesafe girdi aramıza,
Öyle ki, yalnızlıktan donar insan
Soğuktan donmasa.
Nazlı bir bahar geçti
Üstünden ayrılığın...
Çiğdemler açtı, sümbüller nergisler açtı
Karlar erir erimez
Dereler çağladı durdu,
Coşkulu aşk pınarları gibi
Dereler çağladı durdu,
Ayrılığa ağlar gibi
Heryerde canlılık, heryerde coşku
Bir benim yüreğimde kaldı
Yalnızlık, hasret ve korku...
Bu ne büyük tezat Allah'ım
Canlandıkça heryer,
Sanki ben ölüyorum...
Biliyorum,
Bu günler geçecek
Bitecek bu ayrılık
Bu özlem, bu hasret
Bu acılar bitecek bir gün.
Biliyorum ama korkuyorum
Çok korkuyorum...
Biliyorum gün ayrılığın günüdür
Hasretlik geçit vermez.
Kavuşmak ümidi olmasa
Bu ayrılık çekilmez.
Bir kere gülümse bana n'olur
Sımsıkı kucakla beni
Bir öp yanaklarımdan.
Bir kere de sevinç gözyaşları aksın
Göz pınarlarımdan...
Tut ellerimden
Sımsıkı tut,
Bu ayrılık bitecek de,
Bu hasretlik bitecek de,
Acılar dinecek, güzel günler gelecek de,
Bir şey söyle
Susma n'olursun...
Uzun bir güz geçti üstünden ayrılığın,
Uzun bir kış,
Çıldırtan bir bahar geçti...
Bir güz daha geçmesin
Bir kış daha
Bir bahar daha sensiz
Geçmesin n'olur,
Dayanamam...
Kayıt Tarihi : 6.12.2004 22:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!