Sen, ah sen..!
Bir bilsen, bir bilsen içimdeki hasretin yorgunluğunu.
Ellerimin yandığını, yüreğimin susuzluğunu,
Gözlerimin hasret saydığını.
Yine sabaha kül çıktım.
Hasrete yazıyorum, yoruluyorum.
Kaleme sarılıyorum, bitap düşüyorum.
Nerdesin, kimlesin?
Kalbinle yüzün arası bir yerlerde uykuya dalıyor gözlerim.
Düşlere sığınıyor ruhum.
İnsan, gönül toprağındaki gülü kuruttumu,
Bir daha kanatlanamıyor yıldızlara!
Sana susadı toprağım,
Nerdesin?
Sıcaklığın güz yangını!
Yokluğun savaş alanı..
Çevriliyor namlular sevdama,
Her kurşunda yeniden diriliyor, ölüm'süzüm...
Yine gecenin üçüyüm,
Aklımda sen, yüreğimde sen, yine sen..
Mevla'ya uzanıyor ellerim,
Dilim dönmüyor, yüreğim söylüyor, avuçlarım yanıyor..
Kar yağıyor düşlerime, yoksun.
Dualarım sen, kalemim sen, yüreğim sen..
Baktığım, gördüğüm herşey sen,
Ama yoksun!
Herşey 'sen' olsa da yanıyor yüreğim.
Ağlıyor hasretin, o bile hasret sana!
Sıcaklığını arıyor yüreğim.
Korkulara boğuluyorum.
Üşümüş düşleri takıp koluma, ayaz geceye varıyorum.
Yıldızlar sararmış, karanlık zifiri olmuş.
Kar yağıyor düşlerime,
Nerdesin?
Ellerin aramadı mı ellerimi?
Ya yüreğin, hasret kalmadı mı gözlerime?
Yoruldum!
Evet, yoruyor hasretin.
Kalem usanıyor, kağıtlar bıkıyor.
Sen, ah sen!
Yoruyor hasretin...
Kıpırdayamıyorum gölgesinde özlemin.
Aklım sana geliyor, yanaşıyor yamacına..
Aklıma hükmetsem de,
Yüreğim yanaşmıyor olduğun yere!
Yakınlığını arıyor...
Sıcaklığın üşüyor, üşüyor sıcaklığın!
Isıtamıyorum, yetmiyor yüreğim..
Yetmiyor kalemim, yetmiyor...
Donuyorum; yetmiyor gece, yetmiyor kalem...
Boğuk nefesler 'sen' diye inliyor,
Artık yabancı geliyorum kendime..
Bilmiyor kimse,
Yüreğimdeki yangını,
Katran karası sabahlara uykusuz vardığımı,
Bilmiyor kimse,
Can çekişe çekişe kaleme sarıldığımı, bilmiyor..
Sen de bilmezsin,
Yokluğun nasıl alev alıyor, nasıl yakıyor, dualar nasıl ağlıyor..
Sen de bilmezsin,
Sen'li sensizliğin nasıl kavurduğunu...
Batıyor güneş,
Gül kurusunu savurur ruhuma.
Ufuklar sen iken, gözlerim yokluğunun gölgesinde..
Böyle serkeş geceler,
Böyle yorgun sabahlar,
Böyle sarsak kalem, olmayışının hediyesi..
Hadi kanatma,
Hadi yıkma,
Hadi kurutma,
Gel...
Böyle yakışıksız yorgunluğum;
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi,
Böyle bitap ve böyle susmuş dilim...
Varsın bir keşke desin yüreğim,
Varsın kan dolsun gözlerim,
Varsın kainata sığdıramadığım sevdan içimi yaksın,
Varsın sabahlar yansın;
Gel...
Asude varlığın, avare yokluğuna küs..
Yarıda kurudu mu yoksa irem?
Bakma öyle!
Ben kanıyorum,
Sen üşüyorsun.
Ben ölüyorum,
Sen donuyorsun...
Kapkara büyüyor yokluğunun cehennemi sevgili..
Lal olmuş yazan yüreğim..
Seni bekleyen yarım, donmuş kapıda..!
Kan tadında herşey sensizken.
Hasretin geldi,
Hayalin geldi,
Düş geldi;
Sen nerdesin?
Saçlarıma kırağılar doldu sevgili,
Hasretin üveyiklerden düştü yine yüreğime..
Bu zemheri hasretin,
Canda mecal bırakmadı..
Eyyüb'ün sabrına sarıldı sabrım,
Yusuf'un kuyusuna düştü yüreğim! !
Şarkılar bellemiş unutmuşluğu,
Her hasret yetim kalmış, yüreğimde toplanmış sanki!
Kayıt Tarihi : 25.4.2010 02:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)