Ayrılığın Kermesinde Gözyaşlarının Rağbeti

Tıpkı tipini tarif edemediğim leyli gece gibiydin ve aşk düşürdüğün damlalarını saklıyordu katran.
Eğilmiş başaklar gibi sensizliği saklıyordun tanelerin bana bir tanem derken.
Suyu susatan suydun, yüreğimde akarak başka mecralara ıslasıl yaşamlar sunuyordun.
*İçip kanmak, kanıp susamak,susayıp susmak.Dudak uçlarında içmek aşkı.
En kısa anın içinde içinlerini tümlemek içyüzümdeki her kareye.
-Yaşamak seni, istimlakı alınmış ruh arazisi gibi rujuna yakın bir hayat yaşamak.

Yalnız benim yazdığım yalnız doğruluğuna senin inandığın hikayeni okudum.Dahası yaşadığımızın öyküsünü.
…: Hani Haristan’a gitmiştik. Her yer su, arada küçük adalar vardı. Birbirine bağlı otuz dört pınar vardı, ortasında yirmi üç ada vardı.
-Yirmü üçüncü adaya gittiğimizde ananas ağacına kendi asmış ve intihar etmeyi düşünen sarışın bir kız vardı. Hemen ağaca tırmanıp kızı kurtarmıştım.
-Kız, kendine geldiğinde beni kovalamıştı.Elinde bir Hint kılıcı vardı.
*Kaçıp gitmiştim. Yüzen bir adacığa kaçmıştım.Karşımdaydın. Kız da gelmişti.Oturup ağlamıştın.
*Çaresizce ölümü izleyecek gibi tedirgin bakışlarla ağlıyordun.
-Sarışın kız yanım yaklaştıkça yüzen ada haraketlendi.Yanına kadar yaklaştık.Kız kılıcını bağrıma batırmak istediği sırada arkadan bir taş attın kızın sırtına.Elinde kılıç suya düşmüştü.
-Bir de benim için akıttığın damlaların. Kız uyanmadan tam sana geliyordum ki kız gelip sarıldı.Seni kıskandırmak için öpmeye çalıştı. Çantanda her zaman eksik etmediğin kalın kitabını yakıp kızın üstüne attın.
*Kız beni öpmeye çalışıyorken sen kitabı yakıp üstüne attı.Kız tutuşmuştu. Ben de aslında.İki anlamda da tutuşmak üzeriydim.
* Kız suya atlamıştı, beni oradan çekip yanına almıştın.Islak mendille dudaklarımı temizleyip defalarca öpmüştün.
…: Öncesini ve sonrasını yalnız ikimiz biliyoruz hatırladın mı Elisya.

*Bir umut ışığının dilinde yeniden kanadım sana.Dilimde eskimize şarkılara sığındım.
-Kendimde mutlu sonla bitten bir film gibi sarıldın.
Sarıldım hayaline.Hasretleri besleyen her şeyin ortasında küçük bir umut olarak kaldım.
Yenilenmiş bir yanılgının ortasında küreni buldum. Güneyime kadar uzandı gölgen.
-Eskimiş kinlerinin kirpileri kiplerini çekti. Birinci tekilde nutkun tutuldu.
-Orada ben varım diye ağlamakla geçtin. Sonra en çok birinci ç’oğulda yanıp kavrulduk doğmamış özlemlere.

*Özlemli imgelerin derinliğinde utkun amaçlarım derlendi. Ders veren sırların sırtına bindirdin.
-Biz kaderimize yenik düştük,aşkımıza değil. Ben kaderin keder öyküsüne yazılmak için terk edilmiş yalnızlıkların suretine büründün.

*Direnç ufkunu yanışıma teslim etmişti.Hüzünler serkeş olarak gecenin ön belleğinde kalmıştı.

Rağmenler küstü.
-Amalar amalıktan çıktı.
*Keşkeler hayıflanmanın sonunda ağladı.
-Aşk mumyasını çözdü.
*Eridim, ekildim bahtına.
Gözyaşlarının kermesine gittim.En son damlanı aldım, şimdi senin için ağlayacağım gün için saklayacağım.