her şey güzel gidiyor derken
sırılsıklam bir aşkın obsesyon bir hal aldığı
metanet yüklü bedenin gözyaşları arefesinde,
sessiz çığlıklar yankılanıyordu ucsuz bucaksız boşlukarda.
kızıl bir akşamın mor geceler olmayacağını
ve mor geceler rengini pembe şafaklara aksetmeyeceğini
bu aşkın nihayetine gemlenmişti.
her yer boş ve loş.
koyumavi karanlıklar renginde aydınlanmayacak artık.
alabildiğine zifirikaranlık.
sirrus bulutları kadar zarif duran keyif
ruhda artık katı mat bir halde!
hiç bir şeysiz anlaşilabilen aşk, anlaşılmamazlıkta karar kıldı!
iki seven yürek ayrıldı..
param-parça duygular,
kendi yolunu bulmaya yönlenmiş geleceğe doğru ilerlerken,
geçmiş daima yanıbaşında;
inceden inceye bir sızı aksediyor seven yüreğe,
kimi zaman kendi kendine ayılıyor,
kimi zaman da bir korna sesi ile ama,
hep bayğın halde bir beden taşıyordu artık.
her şey eskisi gibi değildi.
günler bütün yaşanmışlıkları yırtarak-parçalayarak
en güzel anıları hiçe sayarak dolu-dizgin hızla geçiyordu.
dağınık bir psikolojik bedenle ne kadar dayanılırdı ki unutmaya?
unutmak çare miydi?
verilen sözler geldikçe akla,
unutulmayacak bir aşkın varlığında
iki seven kalp ayrılığa karar kılmıştı istemeyerek te olsa.
hayatın nakarat halleriydi bu değişim.
feleğin amansız kollarında her şey güllük gülüstanlık düşüncesi,
bu aşkın varlığında dile getirilmeliydi
ve ona göre birlikteliklerin daimiyeti tartışılıp göz önünde tutulmalıydı.
geç kalınmış bir ayrılığı sorgulamak ya da yarğılamak ne fayda getirebilir?
her aşkın tezgahında daima çilenin dokunuyor olasılığını
seven ve sevilen bilinç altına yerleştirilmeli.
her şeyin bir gün geç olacağının farkındalığında
karamsar duygular hakimiyetini ele alırken,
geriye dönüş zor kılınır düşüncelerde.
yalnızlığa mıhlanan bir yüreği teselli etmek güç.
artık, umutsuz bakışların düşüncelerinde oluşacak tedirğinliklere
dur demek zor teselli adına,
bu tedirginliklerden kaynaklanan kendine güven kayibi
ve bu yüzden ihtimatsızlıkların basgöstermesi ile
şüphelerle başbaşa kalmış bir seven yüreğin ayrılık girdabında
kendini yiyip bitirmemesi elde değil
çevresi ya da arkadaşı/arkadaşları tarafından motive edilmezse.
ruhen karanlıklarda yaşamak nasıl ışık göstermezse,
bu karanlığı metanetle yırtmalı
ve merhaba ile elveda arasında olan bütün güzellikleri
yeniden yakalama şansına ermeli.
herkes mutluluğun kapısından girdiğini, acılarınsa çıktığı kapısında anlar...
(bölüm 1)
Yakup IcikKayıt Tarihi : 8.4.2010 16:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)