Dikenler batar yüz binlerce belki
Kuş tüyü olsa ne yazar yastıklar
Gecenin kaoslarına yaslanan yüz çizgilerindedir hasret
Eller boşluğu tutarken
Pişmanlıkların sırtında şahikalara çıkar niyet.
Bazen ıslak olur dudaklar
Allarını süzer duvarlardan
Kendi dünyasında yüzen bir balığın huzuru sarar dünyayı
Aheste bir müzik çalar
Sarılır muhabbet bütün gücüyle maziye
Dermansız değildir tüm dertler
Aşk pembesine bürünmüştür gökyüzü
Bülbüller pembe şarkılar söyler
Bulutlar kuğu misalidir, bu seansta
Orkestra şimşeklere tempo tutar
Güneş avuçlara gizlenir
Tam saçlarda okşayışlar buharlaşırken
Saatin hırçın tik takları kırar rüyayı.
Bir iner bir çıkar kimsesizliğe bürünen nağmeler
Ağıtları damlalar yakar süzülürken
Omuzlar çöker, boyun bükülür
Hava yük gelir ciğerlere
Bütün aynalarda gerçektir
Üzülür.
Güzellik harabelerin altına saklanır
Umurda olur mu yarın, öbür gün
Her zerreyi kaplar şeker tadına saklanmış
Ağzından salyalar akan dün.
Acı olan değil midir
Ayrılığı ayrılığın yaşaması, vuslatın değil
Ölüm güzel gelir çoğu zaman
Nefes almaktır oysa
Tanımak, üzülmek, gülmek
Sevmek kadar sevilmektir yaşamak
Bir odayı dünya yapıp
Dört duvara can vermek değil midir
Karanlığı her gece farklı renklerle boyamak.
Kayıt Tarihi : 28.6.2008 01:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!