Aynı toprağın çocuklarıydık biz,
Sevinçle acıyı bir çırpıda yaşadığı için üstü başı yırtık ama gönülleri hep bir olan çocuklar!...
Kederlerimizde birdi, neşelerimiz de.
Hıçkırıkları,
Harçlıkları,
Oyunları,
Gülüşleri,
Ağlayışları,
Yeminleri ve tövbeleri hep aynı olan çocuklar!
Tabii ister istemez tuhaf gelecek bunları yaşamayanlara yazdıklarım.
Nasıl olur diyecekler okuyunca, abartmış ya da sallıyor Halis gakgo…
Belki burun büküp, hadi oradan be, diyecekler.
Ama inanın bana, bir tek satırında bile abartı yoktur yazdıklarımın.
Çünkü aynı toprağın hamuruyla yoğrulmuş çocuklardık biz!
Ondan da ayrı gayrı nedir bilmezdik.
Toz, toprak da bizimdi,
Çamur ve yediveren gül de!
Aşağı mahallenin zibliği de bize aitti,
Yukarı mahallenin çöplüğü de.
Ayşe Teyze hayrına üzerine salça sürülmüş ekmek dağıtırken de biz vardık,
Gule Bacı'nın sac ekmeğine sana yağı sürüp toz şeker serptiği günlerde de!...
Yani anlayacağınız, kenar mahallelerin uslu durmayan çocuklarıydık biz!
Bedenimiz topraktan olduğu gibi,
Evlerimiz de topraktandı!
Onun içinde,
Onun evi, bizim ev gibi bir kavram yoktu bizim zamanımızda…
Yollarımız da topraktandı,
Tencerelerimiz de!...
Melamin ve çelik yoktu yani,
Adına "hılik" dediğimiz toprak çanaklar vardı.
Sonra ne olduysa, hepsinden uzaklaştırdılar bizi.
Toprakla sıvanmış, kireç kokulu odalarımızdan çıkartıp, adına
"Apartuman" dedikleri beton yığınlarına yerleştirdiler...
Ne baba yadigârı bahçelerimizi bıraktılar, ne de bağlarımızı.
Viran ettiler hanemizi, gakgom.
Oysa aynı dualarla büyümüş çocuklardık biz!
Hep aynı toprağa dokunurdu ellerimiz.
Sürekli toprakla haşir neşir olduğumuzdan dolayı da,
Hem sakin, hem mutlu, hem de huzurluyduk biz!
Yataklar, yorganlar ve yastıklarımız da birdi bizim…
Analarımızın arada bir döküp, yün değneğiyle çırptıkları,
Akar suların kerhizinde, hayvan suvarılan göletinde saatlerce yıkadığı,
Hammaddesi hayvan olan yün!
Çoraplar yapardı ondan bize nenelerimiz,
Fanilalar da!
Sonra ne olduysa, onları da aldılar elimizden,
Çocukluğumuzu aldıkları gibi hem de!!!
Sakın ola pisti, kötüydü ya o günler demeyesiniz,
Veya okuyunca gülerek burun bükmeyesiniz yazdıklarıma.
Toprak evler sıcacık olurdu dostlar…
Tabii o evlerde yetişen çocuklar da!
Odaların içerisi bomboştu ama gönüller çok hoştu.
Yere serilen bir kilim ya da bir hasır ile keçe vardı,
Kenar köşelerde de "şilteler" seriliydi.
Şilte derken, şimdiki şilteleri anlamayasınız,
Çul çaputtu onlar…
Üzerlerinde diz kırar, büyüklerimizin sohbetlerini dinlerdik.
Daha çok toprak konuşulurdu.
Toprağın ne kadar verimli ve toprağın ne kadar kurak olduğu…
Toprakta yetişen çocuğun ilerde gönül rahatlığıyla,
Aynı dilin ve aynı dinin çocuklarıyız biz, diyebileceği…
Onda yetişen çocuğun vatanına, milletine daha çok bağlı olduğu konuşulurdu.
Mahrum bırakıldık nedense?
Toprak kokulu odaların ahşap raflarında kokan kavun kokularından!
Yozlaştırdıkça yozlaştırdılar bizi, gakgom!
Artık, aynı toprağın çocuklarıydık biz, demek yerine,
Benim babam senin babanı döver,
Benim ayakkabım Adidas, olum,
Seninkisi gibi markasız değil,
Gömleğim Amerika’dan,
Pantolonum İngiltere’den…
Çok af edersiniz, kıçındaki don bile markadan.
Bu nedenle de bozuldukça bozuldu düzen.
Düşünün bakalım toprak evleri,
O küçücük teneke sobaları,
Bahçelerinde öten horozları,
Kuru fasulye pişiren kuzineleri,
Meşe odunuyla pişen çayları,
Evinin hem erkeği hem de kadını olmuş anaları!...
Düşünün o rahimlerde büyütülüp doğan çocuklarla şimdiki çocukları…
Düşünün ki, Aynı dağın yeliyiz biz türküsü,
Ya da, Oynama şıkıdım şıkıdım şarkısı yerine,
Aynı toprağın çocuklarıyız biz,
Dinimiz de, dilimiz de bir,
Biz gelmedik kavga için,
Bizim işimiz sevgi için, deyip,
İnsanlığıyla,
Geçmişiyle,
Atasıyla,
Geleceği,
Ve ülkesiyle,
Gurur duysun gençlerimiz,
Duysun ki; hep bir ağızdan, "Aynı toprağın çocuklarıyız biz,"
Onun içinde birbirimizi yemez, ancak yaşatırız biz, diyebilsin…!
Saygı ve sevgilerimle…
Halis YıldızKayıt Tarihi : 12.2.2025 21:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!