Saatler takriben aynı çok uzun bir yorgunluğun ardından yapayalnız kalmış bir kadın içinde sessizliği korumakta körfeze bakan büyük pencerenin ardında dalmış gözleri denize doğru... Bu sefer kadehlere küsmüş almamış bir yudum alkol elinde sigarası more bir onun tutsaklığında birde ağlamıyor kadın kararlı...
Tanıyor biliyorsun elinden tutup sıkılıncağa kadar yürüdüğün o çiçek satan kız çocuğunu nasılda akıllı nasılda kararlı birkaç buket çiçeğini satmak adına ve içinde sakladığı büyük korkusuyla...
Seyrederken yağan yağmur sonrası geceyi demekki birisi varmış baktığı noktada kalabalıklarda yalnız,tıpkı pencerenin ardındaki kadın gibi biriktiriyormuş beynine hucum eden kelimeleri paylaşmak için önce klavyenin tuşlarına sonrası ya sonrası?
Birkaç gün öncesi kalabalık evinde sevdiklerinle paylaşırken neşeyi şimdilerde kocaman bir sessizlik kahreden yalnızlık duvarlar tokat üstüne tokat atarken en çokta yüreği üşüyordu...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.