Bu ülke benim hem vatanım hem sevdam
Doğum yerim doyum yerim özgürlüğüm
Bir güneş gibi sabah seherinde doğan
Kendi tayyip adı Tayyip Erdoğan
Ulu çınarın gövdesinde gencecik bir filiz Türkiyem
Kucakla göğü kavra toprağı damar damar em
Em serpil bu süt helal bu süt temiz bu süt ak
Haydi Anadolu bir daha bir daha ayağa kalk
Ülkem tufana tutulmuş Nuh un gemisi
Nifak tohumu serper batıdan rüzgar
Türkü Kürdü Alevisi Sünnisi
El ele gönül gönüle bilek bileğe omuz omuza
Birliğin dirliğinde
Nice aydınlık ufuklara
Birlikte demir atacaklar
Bir adam
Elinde bir harita kalbinde bin heyecan
Şehri İstanbulu inşaya başlıyor
Bir birine bağlanıyor yollar köprüler
Su yürüyor dallarına ağaçların
Damarlarına susuz kentin
Anadolu yakasından Avrupa yakasına
İnci inci diziliyor gerdanlığına boğazın
Geniş bulvarlar ışıltılı çarşılar
Parklar bahçeler eski zaman hatıratları
Siyah beyaz gravürlerden bir bir canlanıyor
Haydi ey şair-i devr-i sefahat
Ey Nedim Sadabat hazır haydi diril
Bak lalenin kızıllığında geliyor akşam
Haliçte sevgililer sandallarda
Şiirinin meltemini soluyorlar
Ve çamlıca da mehtabı seyreyleyen Yahya Kemal
Aheste çekilen küreklerin titreşiminde
Hilal İstanbul ufuklarında süzülüyor
Kayıp Kandilli Göksu şimdi burdalar
Ve Süleymaniyede bayram sabahı coşkusu
Ta Fatih ten Erenköy den duyuluyor
Aynı adam
Elinde Türkiye haritası kalbinde yüzbin heyecan
Karış karış kulaç kulaç köyleri kasabaları
Kıraç toprağı solgun yaprağı bacası tütmez ocağı
Yağmurun bereket yüklü dirilten damlaları gibi
Edirne den Iğdır a Sinop tan Hatay a
Bir ucundan yurdumun öbür ucuna
Bulut bulut muştu muştu gümbür gümbür gelmektedir
Ve aydınlık yüzlüler onurlu melekler
O bilgiyi inancı yafta gibi boynunda taşıyanlar
Özgürlük mahkumları beraat beklemektedirler
Adalet kıldan ince kılıçtan keskindir
Bir sırça fanus gibi yükseğe asılmalıdır
Tutup ellerinden mazlumları aydınlığa
Zalimi zulmünün karanlığında boğmalıdır
Barışın ebedi mukavelesi için
Kurt dağda olmalı kuzu merada otlamalıdır
Adalet mülkün Hak adaletin temelidir
Ey halkım kulak as gelen sese
El ver gönül ver kuvvet ver
Bu el hasret çektiğin şevkat elidir
İşçi terler kas kasılır duman tüter bacalar
Çelik çarklar döner bilgi eşyaya kilim kilim dokunur
Bir karınca ordusu azminde ülkemin insanları
Zerre zerre emek emek rızkını üretmektedir
Sonar birileri o ekabir
Göbeği haramdan kat kat olmuş
Gözünde hinliğini keskinleştiren gözlükler
Beyefendi kravatlı adamalar
Bir kubur faresi ustalığında
Çelik kasadaki ekmeği araklamaktadır
Şimdi hak zamanı hesap zamanı
Mazlumu yerden kaldırma zamanı
Aş gerek iş gerek barış gerek
Söz haldır hal ortada
Tohum tohum nifak ekenlere
Emeğine ekmeğine göz dikenlere
Kralın mezarını mabet yapıp
Afaroz afaroz çek kesenlere
Sözün sihrini sermaye yapanlara
Ey halkım kanmayın şimdi dur deyin
Yeni bir gün doğmada haydi sevin
Yer gergin bulut dolgun rahmet yağmurları göktedir
Bir bahar meltemi gibi eser dağlardan ovalardan
Bu gelen Anadolu'nun ayak sesidir
Kentlinin köylünün sıcak nefesidir
16/08/2002 İstanbul
Osman Balkıs
Kayıt Tarihi : 27.11.2020 15:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!