silinip giden bir yaşam üzerine
ömür hanımla güz konuşmalarında "kimseler görmedi ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim." diye bir
kısım var. eski ama taze yasımı anımsattı burası bana. üzerinden yeterince zaman geçtiği için artık konuşabilirim.
hatırlanmak, 'büyük' yaşamak, iz bırakmak.. dünyaya geldiğimiz, onu değiştirdiğimiz her anı kapsayan, yüzyıllardır süregelen saplantılarımız. M.Ö. 356 yılında tarihe geçmek için
Artemis Tapınağını yakan genç Herostratus hikayesi beni hep düşündürmüştür.
Her gün yaklaşık olarak 150.000 insan ölüyor, ama bir süre sonra ise koca koca umutlar besledikleri hayata aslında hiç gelmemiş gibi oluyorlar, isimleri akıllardan siliniyor.
her birimiz bir hikayemiz olsun isterken sessiz sedasız ayrılıyoruz. Herkes çok 'başarılı' olamıyor
süper kahramanlara zaten yer yok. Neredeyse çoğumuz öylesine geliyor ve gidiyoruz.
Benim, bizim hayatımıza gelip gidenlerden birisi annem. Annemin adı hiçbir polis tutanağında geçmedi, annem ömrü boyunca hiçbir ideolojik düşünceyi benimsemedi, hiç deniz
görmedi (ama istedi), iklim krizinden haberi yoktu. Kendisine sunulan şartlarda hayatta kalmak için çabaladı. Bir yere kadar kalabildi.
Annem kayda değer hiçbir şey yapmadı. Dünyaya hiçbir somut etkisi olmadı. Neredeyse hepimiz gibi. Bu yazı annem için kalıcı herhangi bir şey üretmek amacıyla yazıldı. Annem
silinip gitmesin diye. Çünkü herkes bilmese de ben biliyorum. Bir şeyi/birini seversek o içimizde sonsuz olur. Aslında bu kadar kolay. Elimize kılıç alıp savaşmamıza,Jean d'Arc
gibi kazığa oturtulmamıza gerek yok.
Anne, ben gördüm. Bu dünyadan sen geçtin. Sadece yaşadın, yetti.
Bahadır KalemdarKayıt Tarihi : 8.9.2022 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!