Bu mayıs başka mayıs,
Aynalıkavaktayız.
Koynunda suyu
Zevkten dört köşe bir havuz
Üstünden atmaya çalışıyor
Son kış uykusunun tatlı mahmurluğunu.
Dingin suların sakin dokunuşu
Nilüferlerin yaprağında okşayış oluyor.
Bir sevişmedir tutturuyor
Nilüfer çiçeğinin açık pembesi ile
Baharın dayanılmaz esintisi sere serpe...
Bu büyülü sevişmeye takılıp kalıyor
Sevgilisiz bir mor menekşe.
Ve çocuklarımız
Narin bedenleri
İncecik belleri
Duyarsız koşturuyorlar
Başlarında onbeşinci yaşın kavak yelleri...
Sevgime tutsaklığım,
Sevgisizliğine isyanımla
Havuzun başında ben
Heykellerin yıkıldığı
Şairlerin yakıldığı
Şiirlerin gömüldüğü
Ezgilerin gürültüye dönüştüğü
Efsaneler şehrinde yapayalnızdım elbette..
Geçmişle geleceğin,
Hüzünle neşenin
Sükunla karmaşanın
Yazla kışın dokunuşunda
İçime sığdıramadım içimi...
Sancılı bir günün orta yerinde
Bir bahar düşünden geçişimi,
Mutsuzluğu gönüllü seçişimi
Anlatayım derken istediğimce
“Değmeyin feryadıma
Figanıma değmeyin
Eğer sevmek bu demekse
Ben vazgeçtim beni sevmeyin” diye
Sertab seslendi birden bire...
Dinledim derinden
Haliç ağlıyordu kederinden..
Garip, zavallı, ihtiyar bir dilberdi o şimdi.
Kanadını titretti bir kuş
Hüzünlü laventenin açık penceresine tünedi
Önce Aynalıkavak kasrına baktı
Sonra o perişan dilbere
“Müşterisi çoktan tükenmiş
Hey gidi altın boynuz
Kimdi seni ağlatan soysuz
Nerede asırlarca beklediğin
O ipeksi dokunuş” diye
Ağıt yaktı keder ile...
Çimenler saçlarından hüzün damlattı avuçlarıma
Okşanmayı bıraktı nilüfer yaprakları
Pembelikler vazgeçti sevişmekten
Sadece bir parça mutluluktu
Hepsini hepsi birden unuttu...
Süslü mü süslü
Gelin yüzlü duvarlara döndüm yüzümü,
Selam saldım hasretime,
Tutmak istedim o canım ellerini
Kırışık ellerimle...
Eskilerden kalan
Masalsı makamından
Son hoş seda çınladı kulaklarımda..
Perdelerinde....
Toprak olmuş,
İnce, narin, nazenin parmakların
Gezindiğini gördüm tamburun.
Ud, ney, kanun inlerken
Yoksundu her biri sazendesinden...
Nameler döküldü sıra sıra
Aynalıkavak ak polenler indirdi lapa lapa
Altınsarısı ince toprak yollardan
Akarken sana damla damla
Ahşap bir masaya tutundum
Eski bir filme girmiş gibiydim.
İstanbul’u yeniden sevmiş gibiydim.
Kayıt Tarihi : 26.5.2008 14:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tamay Önal Polat](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/05/26/aynalikavakta-gezinen-siir.jpg)
Masalsı makamından
Son hoş seda çınladı kulaklarımda...
Anlam ve anlatım derinliğine...Yüreğinize ve emeğinize sağlık...Kutluyorum...Tam puanımla listeme alıyorum bu güzel şiirinizi...
Kaleminize, yüreğinize sağlık,
TÜM YORUMLAR (9)