Nasıl anlatmalı seni bilmem ki.
Nereden başlamalı söze.
Desem ki,
Sen Nil’in son kraliçesi
Ve sesindeki titreşimler,
En delikanlı telli çalgıları dahi,
Kıskandıracak kadar ahenkli olan sevgili.
Bak..!
Bir biri ardına,
Çağlar erittim gözbebeklerimde.
Dağlar kadar büyüdü sonra hasret.
Ey aldığım nefes.!
Yürüdüğüm yol.
Şahitsin,
Binlerce yıl boyunca unutulmasın diye,
Zamanın kalbine yatırdım sevdamı.
Ve seni anlattım tarihin tozlu sayfalarına
Sen ki;
Son varisiydin tahtın
Ve bu yüzden
Tüm kadim kitabelerde
Saba Melikesi Belkıs ile
Yan yana yazılmıştır hep adın
Haydi gel
Azıcık da utandırayım şimdi seni
Şaşkınlıkla büyüsün önce çocuksu gözlerin
Ve sonra
Allanıp güllenircesine
Mahcubiyet çiçekleri açsın
Düşlerime zimmetli yüzünün coğrafyasında.
Biliyor musun sevgili.?
Kim bilir kaç kez
Seni resmetmek hayaliyle
Boş bir tuvalin önünde sabahladım gecelerce
Dudaklarının kıyısından
Bir tutam gül pembe alabilseydim eğer
Ve alabilseydim gözlerinden
Sonbaharın tütüni rengini
İlk boyayı karıp, ilk fırçayı vurduğumda
Çatlayacaktı hasedinden
Diego’nun “Aynadaki Venüs” sureti
Ah Ay’ten, ah..!
Nasıl anlatmalı seni bilmem ki…
Kayıt Tarihi : 3.10.2025 23:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aynadaki Venüs: İspanyol ressam Diego Velazquez’in “Nü” tablosu Şişşşttt..!! Gözlerinizi belertmeyin hemen. Verdiğim link şarkı için. https://www.youtube.com/watch?v=filc26vrGEY