Ben ne surete nede sese aşıkım,
Suret ve ses hayaldan ibaretdir..
Boş onlar! !
Tabiki güzelliğin muhteşem,
ama seni güzel yapan sen değilsin...
Sen aynasın!
Kendi özümü sende seyrediyorum...
Her ayna güzeli güzel göstermez!
Kimi ayna kırıktır,
kimisi paslı,
kimisi tozlu,
kimisi çirkin yapılmıştır.
En güzel ayna parlak olan ve temiz olan aynadır,
o aynada insan kendini seyreder!
Nasıl oluyorda gül kırmızı görünüyor?
Gülün rengi yok!
Işığı kapada bak sen,
gül kapkara kesiliyor.
Gülün kırmızılığı, güneşin ona aksetmesinde gizli...
Yani gülde, güneş kendi güzelliğini seyrediyor.
Sende bende kendi güzelliğini seyrediyorsun!
Ayna böyledir işte...
Güzel olan ben değilim
Sen kendi güzelliklerini,
kendi şüphelerini,
kendi korkularını bende seyrediyorsun.
Acıtıyormu?
Illaki
Yakıyormu?
Yakar
Mutlu ediyormu?
eder
ama ayna bir kaybolsa
dünyan kapkara kesilir....
Dedinki:
'Aşıklar vardır, birbiri ile birleşmezler'
Kabul etmiyorum, böyleleri aşık değil...
Onlar mum ışığını almış..Onun ışığında seyretmeye kalkışıyorlar...
Utanmadan birde güneşe' Bak ben nede aydınım, parıl parıl parlıyorum' diye hava atıyorlar!
Güneş bu hale güler
' a ahmak ' der
' Sen elindeki mumu bırakta, benim nurumu seyir eyle...
Mum ışığı çabuk söner
ben ise milyonlarca sene yanarım!
Mumu bir üfürmekle söndürürsün
beni yedi milyar insan üfürse,
tek bir zerreme bile dokunamazlar! '
Aşk böyledir işte
hakiki ise, sönmez!
Değilse bir üfürük yeter...
Aşk güneş gibidir
vardığı yeri aydınlatır, ateşi ile ısındırır...
Yakar ateşi ile..
ama neyi yakar?
Kendinden gayrisini yakar!
Akıl korkudan titrer,
kaçar bırakır bedeni.
Akıl, aşk karşısında aciz kalır...
Nefs, yani ego susar!
Hiç egolu bir aşık gördünmü sen?
böyle birşey mümkünmü? ?
Aşık olan hizmet eyler,
can istesen canını verecek kadar hizmet! !
Insanların çoğu kendini aldatır,
aşk diye tanımladıkları, mum ışığıdır.
Sonra birgün bir güneş karşılarına çıkınca,
daha doğrusu,
güneşin nurunu fark edince, feryada başlarlar
'ben ne ettimde hayatımı bir mum ışığı ile geçirdim' diye...
bir çoğu bu aşamadan sonra, zanneder ki Şeyhler kurtarcak kendilerini...
ilahi aşkı oralarda ararlar.
Aslında aradıkları, sadece kendi gönüllerinde, aşk ateşini yakabilmek...
Ilahiyi bahane ederler!
ALLAH bizden ayrımı ki, onu başka yerde arayalım?
Şah damarın´dan daha yakın olan ilahın aşkını, senden ayrı olan bir bedende, egoda aramak?
Bu hoca Nasreddinin işine benziyor...
Birgün hoca Nasreddin dışarıda birşey arıyormuş,
Komşusu görmüş demiş ki' hocam ne arıyorsun böyle sen? '
'ee' demiş..' evde yüzüğümü kaybettimde onu arıyorum'
Komşusu gülmüş' Yahu hocam, madem evde kaybettin, niye dışarıda arıyorsun ya? '
El cevap' ee burası daha aydın'
....
Bak rüzgara!
Yazın, o rüzgar esince, gönülleri şad eyler
sevindirir..
'ohhh' çektirir insana
Aynı rüzgar kış günü kapıyı çalınca
'ayy bir dursada kurtulsak' diye feryat ederler.
Rüzgarın suçu yok!
Sen rüzgarı nasıl tanımlıyorsan, rüzgarda sana öyle seslenir..!
Aşkda böyledir...
Sen aşkı uyduruk yalan diye tanımlarsan,
hayatda sana nerde uyduruk yalan varsa onu çıkarır karşına.
Gerçek aşkı istiyorsan, aşk ile bakmayı öğrenceksin;
öğrenceksin ki,aşkta sana öyle yaklaşsın....
Tende aşk aramak bu en büyük haksızlık,
ve karşındaki insana yapabileceğin en büyük küfür!
Ten ceset..
...
Bir insana desek ki, böcekleri al yatağına,
onlari sev,
onlarla yat uyu!
Herkes tiksinir.
Bugün tiksindiğin o börtü böcek..Yarın seni afiyetle yiyecekler..
Onlar toprak altında senlen ziyafet edecek diye,
Seni şimdiden ölümü sayalım?
Hasılı kelam,
Insan neyi nasıl görmek istiyorsa,
hayat aynen onu karşısına çıkarır!
Küfürbaz insan bol küfür duyar,
tatli dilli insan, tatli söz duyar!
Eger aşk sana yanaşmıyorsa
bilki sen aşkı kovuyorsun ki onun için yanaşmıyor!
***
Aşk´tan bana Şiir...
Sen mevsimi belli olmayan yağmursun!
Önceleri...,
o kadar ince,
okadar narindi yağışın.
Uzaktan izlerken...
ıslanasım geliyordu...
Ellerimi uzattım ilk,
avuçlarım da,
gözyaşı gibi içten ve samimi idin!
Yüzüme değdiğin anda ruhuma değdin,
tenimi sırılsıklam ettiğinde ise
artık ben bende değildim...
bir gün...
yağmurum değişti
fırtına oldu..
kasırga oldu...
dedim 'dur! '
'hazırlıksızsın, sığınmalı korunaklı yerlerde gizlenmelisin.'.
ne fayda...
kattın önüne savrulup duruyorum...
Bazen büyük fırtınalardan geçiyoruz,
bazen bahar yellerinden..
Ben seni giydim bunu biliyorsun...
ruhuna girdikçe...
kıskançlıklar arttı...
Güzellikleri gördükçe
kaybetmemek için
hırçınlıklarım arttı...
Kıskandıklarım senin güzelliklerin
senin erişilmezlerin...
Oysa,
çizdiğin her çizik,
ettiğin her söz,
her gülümseme,
paylaşım...
ve sen mıknatıs gibisin
çekiyorsun..
bende oturduğum yerden izliyorum tüm bunları....
Birtanem
sen bana bile yazsan
ben seni hep kıskanacağım
tüm kelimelerini
tüm çiziklerini
her daim her sözünü...
Seni yaradan rabbime şükür...! ! !
Mustafa ÇelebiKayıt Tarihi : 14.7.2009 17:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
K.Ü.N

insan mustafa çelebi işte aşk böyle bişey çok güzel tarif etmişsiniz sayfanızla tanışmak onur verici
kaleminiz daim olsun kutlarım tam puan listeme aldım.sonsuz sevgi ve saygılarımla
doya-doya ictim bu siiri dudaklardan icilen ask gibi.
yureginize saglik.
TÜM YORUMLAR (4)