Aynada siliniyor yüzüm.
Her seferinde annem bakıyor bana.
İnanmazdım diyenlere
Ben ne zaman anneme benzedim?
Ne çabuk geçip gitti bahar.
Nasıl habersiz geldi kış.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yılların yükü, fedakarlığın getirdiği, sorumluluğun yüklediği omuzlarımızdaki ağırlık. Sonsuzluğa giden annenin bıraktığı görev, ister istemez anneye benzetiyor yüzümüzü kader. gri gökyüzünün kederi, güneşle ortaya çıkan gökkuşağının güzelliği içimizde yaşattığımız umutlarımız olmalı o alacalı renkler. Unutmamak gerekir gülümsemeyi, tebessümleri yanımızda bize bakan masum yüzler varken. yüreğine, kalemine sağlık.
Fevkalade bir anlatım. gÖNLÜNÜZE SAĞLIK. (27/01/15 Salı : Günün Şiiri seçilen'İşte Ben O Köylüyüm''e yaptığınız yüreklendirici enfes yorum için buradan teşekkür ederim)
' Anaların kaderi kızlarına çeyiz olurmuş ' derler. Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gitmez mi?...
Daha sizinle, o sıcak dostluğunuz ve güzel şiirlerinizle tanışmadan önceydi. Bir şiir yazmıştım. Adı HÜMEYRA... Tanıştıktan sonra da onu size armağan etmiştim. Sakın onu da unuttum demeyin. Kızlar, analarının döşeğine doğar ve on otururmuş sevgili öğretmenim. Şiiriniz içimde bir yerlerdeki yaranın kabuğunu kaldırdı ve kanattı. Kutluyorum şiiri ve sizi içten sevgilerimle...
Hümeyra' da, Hümeyra' ya...
Gözlerin bir parlak kurşundur, deler geceyi,
Kaderi vurmaya gücü yeter mi?
Hadi, bir kıyısından tutun sıkıca yaşama
Her son yeni bir başlangıçtır, unutma
Dertlerini göm bir dipsiz kuyuya Hümeyra
Sen, gülde çiğ tanesi
Gülünce, annen oluyorsun inan ki
Hatırım için gülümse şimdi
Annenin mutlu günlerindeki gibi…
Unutur insan... Unutmasaydı ya?
Ama bazı anlar vardır ki, hep soracağız kendimize... 'Buda unutulur muydu?'
İşte 'zamandır' tek müsebbibi... Kendini unuturken, bizi nasıl ayırsın ki? Dünya kaç yaşında olduğunu bilir mi sorsak? Ay, yıldızlar, hele güneş...
İyi ki aynalar var Öğretmenim... Dünden kalan resimler var... Bir onlara, bir aynaya bakacağız, sırası artık...
Kimimiz annemiz, kimimiz babamız olup, çıkacağız...
Devr-i daim midir adı?
Tebriklerimle, bu güzel şiire...
yüreğine kalemine sağlık kutlarım güzel eserinizi selamlar saygılar sunarım
Tebrikler güzel şiir anlatımı
şiir akışı vede okunuşu
okyucusunu yormayan
oldukca etkileyici bir paylaşım olmuş
başarılayın devamını dilerim
ANNELER DE ANNELERİNE BENZERLER…
Hatırlamak…
Dünü, yeniden yaşarcasına hatırlamak.
Aslında unutulan hiçbir şeyin olmadığını bilerek ve unutmuşçasına yaşamak…
Zaten insan yaşadıklarıyla bütünleşiyor. Kaldı ki var edenle, doğuranla bütün olmaması düşünülemez.
Hele hele annelerimizi unutmak mı?
Unutmak bir yana, her bakışımızda, yüzümüzdeki her çizgide, gözlerimizdeki her pırıltıda onu görmemek imkânsız. Şeklen hiç benzemesek bile, ruhumuz onu öylesine içselleştirir ve yaşatır ki…
Bir zaman sonra pek çok yerimizde onu bulmaya, ondan eserler ve benzerlikler bulmaya, görmeye başlarız... Özellikle de kaybetmişsek ve aradan zaman geçtikçe daha çok benzer oluruz…
Devrediyor tabiat kendini.
Devrediyor zaman sürekli.
Yeniliyor doğa bütün gücünü ve marifetini kullanarak varlığını.
İlahi bir gücün mükemmelliğinde sürüyor hayat.
Tekdüzelikten uzak, daha renkli, daha çeşitli, daha sevimli…
Ümitlerimizi kaybettiğimiz yerde bahar, yeni ümitlerle yeşeriyor. Kaşlar arasındaki çizgiler, umuda sürgün oluveriyor bir anda…
Gerilen dudaklar güllere eşlik ediyor sıcaklığıyla.
Unutmuş gibi görsek de temiz maviyi, unutmuş gibi görsek de kanat çırpmayı, her bahar, bütün güzelliklerin renklendiği dem oluyor. Unutulanları yeniden hatırlatıyor.
Benzeyeceğiz.
Geçmişimize benzeyeceğiz.
Ümitsiz de ümitvar da olacağız.
Hatırlamak güzel.
Bütünleşmek güzel.
Ne dersek diyelim, özlemek, yaşamak ve yaşatmak güzel…
Hayat iki çizgi üzerinde devam ediyor.
Biri biziz, diğeri bizi biz yapanlar…
Rahat, sakin, kendi halinde serzenişleri olan; duygusal, sükûneti elden bırakmadan, isyan etmeden ümidi ve ümitsizliği yaşayan ve yaşatan güzel bir şiir.
Gönül berraklığı, göklerinizi de tertemiz maviye dönüştürür inşallah.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun değerli Hümeyra Hanım.
Dostça ve sağlıcakla…
Hikmet Çiftçi
25 Ocak 2015-01-25
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta